All Posts By

drserkan

Dolguyla Fransız Dudağı ?

By | Genel | Soru Sorulmamış

Neymiş şu Fransız dudağı bakalım :)) Konuşurken, gülerken ya da öylece dururken neden daha etkileyici görünmeyesiniz ki? Peki “daha etkileyici” için daha büyüğün iddiasından mı yararlanılmalı yoksa doğal bir etkileyiciliğin haritasında çekiciliğin tadına varmak daha mı mantıklı? Emin olduğumuz şey, neredeyse hiçkimsenin normalden çok daha büyük ve yapay görünen dudaklara sahip olmak istemeyeceği yönünde.

Doğal bir dokunuşun en güzel yanı ise; insanların sizdeki değişimi fark edip ne olduğunu bulamamaları ve bunu enerjinizde ya da küçük değişiklikler sonucu ulaştığınız güzelleşme sonucunda aramaları olacaktır.

Elbette her dudak dolgusu, her hastaya uygun değildir. Dudak dolgusunda temel alınması gereken konu, istenilen dudak şeklinin kişiye uygun olmasıdır. Yani her dudak şekli herkese uygun olacak yada her istenilen dudak şekli elde edilecek diye bir durum yoktur; ama yine de bu yazımızda dolgu ile Fransız dudağına değineceğiz.

Nedir Bu Fransız Dudağı Dolgusu?

Aslında bu tanımlama garip çünkü Fransız dudağı, İtalyan dudağı yada Türk dudağı diye birşey yok. Dudak şeklinin farklı prototipleri var ve bunlar içersinde estetik olarak güzel görünen bir dudak elde etmenin yolları belli. Son dönemde dudak dolgusu talep eden hastaların pek çoğu tarafından araştırılan ve merak edilen Fransız dudağı dolgusu söylemi aslında bir pazarlama stratejisi :), dudak dolgusunda amaç estetik açıdan çekici ve güzel dudaklar elde etmek ve bu durumun dışardan farkedilmemesini sağlamak değil midir ? Dolayısıyla iyi yapılmış bir dudak dolgusu ile, dudakların daha dolgun ve çekici olması sağlanır ancak bu durum dışardan çok anlaşılamaz ve işlemin gerçekleştirilebilmesi için dudağın farklı yerlerine dolgu maddesi eklenir. Tabi dolgunluktan kastımız kas içine yapılan ve dudağın burun bölgesine kadar şişmesine sebep olan hatalı uygulamalar değil.

Uygulama Nasıl Gerçekleşiyor?

Uygulama esnasında üst dudağın yanları ile alt dudakta bulunan orta bölgedeki hafif çukurluğun iki yanının doldurulması sağlanarak üst dudağın tam ortasına minik bir çıkıntı eklenir. Aynı çıkıntı alt dudaktaki boşlukla da uyum sağlar. Üstelik dudağınız tamamen uyuşturulmuş olduğundan herhangi bir ağrı ya da acı hissetmez ve çok kısa sürede Fransız dudağı olarak tanımlanan aslında sadece anatomiye uygun yapılan dudak dolgusundan başka bir uygulama olmayan dudak dolgusu estetiği sayesinde güzel ve çekici dudaklar sahip olursunuz.

Konu hakkında daha detaylı bir bilgilendirme isteyen hastalarımızı ise kliniğimize bekliyoruz.

Meme Silikonu Değiştirme

By | Genel | Soru Sorulmamış

Tüm dünyada pek çok kadın, göğüslerin güzelliğin anahtarlarından biri olduğunu keşfettiği için; göğüslerinden memnun kalmadığı takdirde silikon ameliyatı ya da bir diğer deyişle göğüs büyütme ameliyatı deneyimlemektedir.

Küçük göğüsler, yaşa ve hızlı kilo alıp vermeye bağlı biçimde gelişen göğüslerde sarkma problemi, ya da göğüsler arasında farklılıklar bulunması yani meme asimetrisi gibi pek çok problem ve dahası için meme silikon ameliyatından yararlanmak çoğu zaman kalıcı çözüm sunmaya yardımcı olmuştur.

Genel olarak göğüs büyütme estetiği sonrası ortaya çıkan riskler son derece ender görülür. Silikonun herhangi bir zararının bulunmadığı; özellikle de yaygın yanlış bilinenlerden biri olan kanser yapıcı etkisinin bulunmadığı bilimsel olarak kanıtlamış olmakla birlikte bazen hastalar, meme silikonu çıkartılması ya da daha farklı bir ölçü için değiştirilmesi gibi taleplerde bulunabilmektedir. Esasen silikonlarda genel olarak bir problem çıkmadığı sürece silikonlar hayat boyu kullanılabilecek özelliğe sahiptir ve değiştirilmesine gerek de yoktur; çünkü silikonlar, üretim esnasında amaçlarına uygun olarak pek çok kalite kontrol testine tabi tutulur. Normal koşullar altında dilediğiniz kadar sıksanız da katlayıp bükseniz de meme silikonu patlatabilmeniz mümkün değildir; fakat silahlı yaralanmalar ya da delici kesici aletler sonucu ortaya çıkan yaralanmalar sebebiyle silikonların delinerek patlayabilmesi ihtimali de mevcuttur. Bu durum elbette sık rastlanan bir durum olmamakla birlikte silikonun bu gibi koşullarda patlaması hâlinde silikon çıkartılarak yerine sağlam bir silikonun takılması gerekmektedir.

Genel olarak; hastanın daha büyük meme silikonu istemesi ya da yıllar içersinde gelişen göğüslerde sarkma, şekil bozukluğu gibi durumlar sebebi ile veya meme silikonu zarar görmesi ya da farklı birtakım rahatsızlıklar nedeniyle meme silikonunun çıkartılması ya da değiştirilmesi gerektiğinde tek bir cerrahi prosedürle ya da ek uygulamalarla birleştirilerek bu işlemin yapılması mümkündür; ancak zarar görmüş silikonların onarılması söz konusu değildir. Bu tip durumlarda ancak silikonun çıkartılması ya da değiştirilmesi işlemi yapılabilmektedir. 

Silikon değişimi nasıl yapılır ?

Genellikle ilk ameliyatın yapıldığı kesiden işlem gerçekleştirilir böylece ikinci bir iz bırakılmamış olur. İlk ameliyat izi yalnış bir lokalizasyondaysa farklı bir yerden silikon yerleştirilir yada eski izi düzeltme işlemi yapılır. Sıklıkla silikon değiştirme ameliyatlarında meme toparlama işlemide gerekeceğinden planlamanın buna göre yapılması son derece önemlidir. Bu ameliyatlar sırasında sıklıkla meme başı çevresi kahverengi dokuda küçültme ve meme başının yukarı taşınmasıda gerçekleştirilir.

Dolguyla Burun Eğriliği Düzeltme

By | Genel | Soru Sorulmamış

Burun, insan yüzünde estetik açıdan en dikkat çekici bölgelerden biridir ve haliyle bu bölgede var olan herhangi bir problem, başta eğrilik olmak üzere kişiyi rahatsız edebilmektedir. Neyse ki burun ameliyatları artık eskisi gibi kemik ve kıkırdakların törpülenmesi ya da kırılması yolu ile gerçekleştirilmiyor, bunun yerine yumuşak dokunun da düzeltilmesine odaklanılarak gerekli bölgelerin dolgu estetiği yardımı ile doldurulması sağlanabiliyor. En güzeli de yöntemin ameliyatsız estetik kategorisine girmesi yani cerrahi yöntemlere göre hasta için daha pratik, ağrısız ve kısa süreli bir iyileşme dönemi anlamına gelmesi.

Burun eğriliği kişinin doğuştan karşılaşabileceği problemlerden biri olmasının yanı sıra bir kaza sonucu ya da cerrahi müdahalelerdeki aksaklıkların sebep olduğu çökükler dolayısıyla da karşımıza çıkabilmektedir. Her ne olursa olsun, dolgu ile burun eğriliği düzeltme ameliyat tercih etmeyen hastalar için oldukça tercih edilesi ve başarı düzeyi yüksek sonuçlara sahip yöntemlerden biri olarak bilinmektedir. Her şeyden öte, dolgu ile burun eğriliği düzeltme daha sonra ameliyat düşünen hastalara sonucun bir fikir vermesi açısından da oldukça pratik bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aslında dolguyla burun eğriliği düzeltme bir kamuflaj işlemi, yani burundaki eğriliğin oluşturduğu gölgelenmeleri, dolgu yardımıyla değiştirip, burun sanki düzelmiş algısı yaratıyoruz. Bu durum özellikle ameliyata ayıracak zamanı olmayan yada ameliyat korkusu olan kimseler için can kurtarıcı bir yöntem haline getiriyor burun dolgusu işlemini.

Kliniğimizde hasta güvenliğini en üst düzeyde tutmak amacıyla Amerika’da FDA ve Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış olan hyaluronik asit dolguları kullanmayı tercih etmekteyiz.

Dolguyla burun eğriliği düzeltme işleminden hemen sonra günlük yaşantınıza geri dönebilirsiniz, işlemin en önemli avantajlarından biri burun estetiği aksine istirahat süreci gerektirmemesidir.

Dolguyla burun eğriliği düzeltme işleminin bir diğer önemli avantajı ise; işlemin hoşunuza gitmemesi hâlinde isterseniz süreç içinde isterseniz doktorunuzun gerçekleştireceği eritici iğne yöntemi ile geri dönüşümünün sağlanabilmesidir. 

Morluk, şişlik ve ağrı olmadan dilediğiniz gibi bir buruna sahip olmanın en az on iki aya kadar çıkartılabilir keyfi ise tartışmasız dolgunun sağlamış olduğu en ideal avantajlardan biridir.

Burun Ucu Düşmesi Efsanesi

By | Genel | Soru Sorulmamış

Estetik burun cerrahisinden faydalanmak isteyen hemen tüm hastaların en büyük korkularından biri de bu burun ucu düşmesi meselesi. Her ne kadar artık estetik cerrahi konusunda bu tip sorunlarla karşılaşmak mümkün olmuş olsa da iyi yapılmış bir burun estetiği sonrası artık bu problemin neredeyse hiç yaşanmadığını ve tabiri caizse; adeta bir efsaneye dönüştüğünü belirtmek gerekir.

Yüzümüzün estetik açıdan en can alıcı noktalarından biri de burnumuz ve burnumuzun nasıl göründüğü de büyük ölçüde burun ucumuzun şekliyle büyük bir bağa sahip. Örneğin; düşük bir burun ucunuz varsa burun kemeri de daha dikkat çekici ve rahatsız edici bir görüntü ile ortaya çıkabiliyor. Oysaki çözüm çok basit; minik bir dokunuş, rinoplasti.

Nedir Bu Burun Ucu Düşmesi ?

Burun anatominizde bulunan kıkırdak doku, burnunuzun yapısını tutan ve destekleyen önemli bir oluşumdur ve yukarıda bahsettiğimiz gibi; artık uygulanmıyor olsa da uzun yıllar nefes alma problemlerinin çözümünde bu kıkırdak dokunun büyük oranda çıkartılmasına odaklanıldı ve sonuç; maalesef hepimizin bildiği gibi, burun yapısının bozulması ile burun ucu düşmeleri gibi olumsuz etkileri beraberinde getirdi. Fakat rinopasti konusunda yaşanan çağa uygun gelişmeler, bu yaklaşımın da değişimine sebep oldu. Bu sayede artık, estetik cerrahi teknikler yardımı ile bu önemli yapı tamamen korunarak şekillendiriliyor, hatta gerekli durumlarda güçlendirilmesi bile sağlanabiliyor.

Doğal Süreç ile Düşme Arasındaki Fark

Pek çok kişi, burun ucu düşmesi ile ameliyattan sonra devam eden doğal süreç arasındaki farkı belirleyemez ve yanlış bir fikre kapılır. Rinoplasti sonrasında ödemlerinizin olması normaldir ve bu ödemler neticesinde burun ucunda aşırı kalkıklık bulunabilir; fakat iyileşme süreci ile birlikte bu ödemler azalmaya başlar ve ilgili kalkıklık da ameliyat öncesinde planlanmış olan yerine geri iner. Bu süreci burun ucu düşmesi ile karıştırmamak gerekir. Son söz: iyi yapılmış bir burun estetiği ameliyatında burun ucu düşmesi olmaz !

Saç Mezoterapisi ile Saçlarınız Dökülmesin!

By | Genel | Soru Sorulmamış

Saçlarınızın da en az cildiniz kadar vitamin, mineral ve proteinlere ihtiyaç duyduğunu biliyor muydunuz? Saç mezoterapisi işte tam da bu iş içi var! Saçlarınızın ihtiyaç duyduğu tüm bu vitamin, mineral ve proteinlerin kıl köklerini beslemesi ve saçlı deri bölgesindeki kan dolaşımını arttırması amacıyla saç mezoterapisi yöntemi ile ilgili bölgeye enjekte edilir ve uyarılan hücresel metabolizmanız vesilesiyle saç derinizdeki dokular canlanarak saç dökülmesinin önüne geçer. Ancak unutmamak gerekir ki saç mezoterapisi ile saç ekimi birbirine karıştırılmamalıdır, saç mezoterapisini daha çok destekleyici bir tedavi yöntemi olarak düşünmeniz daha sağlıklı olacaktır.

Zaman zaman stres, mevsimsel faktörler, metabolizma ya da gebelik sonrası süreç gibi gerekçelerle saçlarımız dökülebilmektedir. Saçlarınızda cansızlık ve dökülme problemi varsa saç mezoterapisi başvurmak isteyeceğiniz ideal yöntemlerden biri olabilir; ancak sorununuz kellikse saç ekimini düşünmeniz daha sağlıklı olacaktır. Zira saç mezoterapisi kelleşmeden önce dökülmeyi azaltan bir yöntemdir ancak saç ekimi sonrasında tedavinin daha başarılı sonuçlar vermesi için de saç mezoterapisi yapılır. Ayrıca saç mezoterapisi, kadınlara da erkeklere de uygulanabilmektedir.

Saç mezoterapisi için kliniğimizde, Avrupa ve Amerika’da sıklıkla ve güvenle tercih gören mezoterapi karışımlarını kullanmaktayız. Pek çok yerde bu tip hazır karışımlar maliyeti sebebi ile tercih edilmemektedir; ancak biz; “Önce hasta güvenliği ve başarılı sonuç!” diyen ve buna odaklı tedavi yöntemlerini tercih eden bir kliniğiz.

Saç Mezoterapisi ile Neler Elde Edersiniz?

Saçlarınız canlanır, kuvvetlenir, saç yapınız ideal bir seviyeye gelirken saç dökülmesi de azalır ve durur. Tüm bunların olması ise saç kökünüzün beslenmesine dayanan bir süreçtir ve şayet bu problemlere sahipseniz bunu ihtiyaçlarınıza yönelik bir biçimde size sağlayabilecek en makul yöntemdir.

Peki, Yöntem Nasıl Uygulanır?

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki işlemin bir plastik cerrahi uzmanı tarafından uygulanması son derece önemli ve atlanmaması gereken konulardan biridir. İşlem, ilgili karışımın oldukça ince bir enjektör yardımı ile saç köklerine verilmesi yolu ile uygulamaya konmaktadır ve yaklaşık 20 dakikalık bir süreci kapsamaktadır. Karışımın doğru bölgeye enjekte edilmesi ağrı ya da acının en düşük seviyede hissedilmesi bakımından oldukça önemli bir mevzudur, dolayısıyla hekiminizin tecrübe ve bilgisi, az evvel de bahsettiğimiz üzere oldukça önemlidir.

Seans Sayısı

Hastanın ihtiyaçlarına göre değişim göstermekle birlikte biz çoğu zaman kliniğimizde 2 haftada bir gerçekleştirilen 4 seanslık uygulamalar neticesinde ayda bir gerçekleştirilen 2 seans daha eklemeyi ve sonrasında da 3 ayda bir gerçekleştirilen tek seanslık bir uygulamayı uygun görmekteyiz. Bu yöntem sayesinde ise, elde edilen sonucun kalıcılığını sağlamaktayız. Ancak yine de tedavinin hastanın ihtiyaçları ve hekimin önerileri doğrultusunda planlanan bir süreç olduğu unutulmamalıdır.

Estetik Meme Nedir?

By | Genel | Soru Sorulmamış

Estetik Meme Nedir?

Bir memeyi ideal, estetik ya da güzel yapan nedir? Bu ölçüt neye göre belirlenir? Öncelikle şu konuya açıklık getirmek gerekir ki estetik algısı toplumdan topluma değişim gösterebilmektedir, dolayısıyla aynı durum, estetik meme kavramı için de geçerlidir. Ortalama, her zaman için estetik kavramının altını doldurmayabilir; ancak estetik meme kelimesinin ne anlama geldiği üzerine biraz fikrimizin olması sağlıklı olacaktır; çünkü bazen hastalarımız, memeleri için ideali taşımayan estetik müdahalelerde bulunulmasını isteyebilmekte hatta bazı durumlarda ısrarcı davranabilmekteler.

Bir memenin, estetik açıdan ‘güzel’ olarak itelendirilebilmesi adına birtakım kıstaslar bulunmaktadır. Memenin estetik olup olmadığını belirlemede bunların en sık kullanılanları ise; memenin pozisyonu, sınır çizgisi, büyüklüğü, simetrik durumu, meme ucunun projeksiyonu, meme ucu halkasının meme büyüklüğüne olan oranı, meme kıvamı, meme hareketliliği, sarkma ve his duyusudur.

Örneğin; bir memenin büyük olması yanı sıra kıvamının yumuşak olması ve sarkıklıktan muzdarip olması ya da meme başı halkasının olması gerekenden daha büyük/küçük olabilmesi gibi durumlar, estetik meme kavramına aykırıdır.

Estetik Bir Memenin Sağlaması Gereken Kriterler Nelerdir?

Estetik bir memenin kıvamı, çok sert ya da yumuşak olmamalıdır. Meme ucu karşıya ve hafif yukarı doğru bakarken aynı hafiflikte de öne doğru çıkık bir duruşu sağlıyorsa mesela, estetik meme kavramından bahsedilebilir. Meme başı çevresindeki koyu bölgenin çapı 2-4cm arasında olmalıdır.

Estetik meme de üstte kalan meme bölgesinde hafif bir eğim bulunmalıdır ve meme dolgun olmalıdır. Meme ucu meme altı kıvrımının hizasında veya daha üzerinde yer almalıdır. Meme başı yaklaşık olarak kol ortası hizasında bulunmalıdır.

Estetik Meme Görünümünü Bozan Faktörler

Her ne kadar doğum ve çocuk sahibi olmak dünyanın en güzel duygularından biri olsa da estetik bir memeyi bozabilecek faktörlerin en başında maalesef hamilelik ve doğum gelmektedir. Örneğin; en sık yaşanan problemlerin arasında, doğum sonrası meme hacmimin küçülmesi gelmektedir. Bunun yanı sıra; aşırı kilo alıp vermeler de sarkmaya sebep olabilmektedir.

Nasıl Estetik Bir Memeye Sahip Olurum?

Estetik bir memeye sahip olmayabilirsiniz ya da estetik meme görünümünüz yukarıda bahsetmiş olduğumuz sebepler doğrultusunda bozulmuş olabilir. Her ne olursa olsun, bununla yaşamak zorunda değilsiniz. Meme estetiği ameliyatları size bu konuda pek çok alternatif çözüm sağlayabilmektedir. Bu çözümler ihtiyacınıza göre; doktorunuz ve siz arasında belirlenir. Örneğin; memenizin ölçüsü ile ilgili problemler yaşıyorsanız; meme estetiği ameliyatları arasında en sık başvurulan ve en az iz bırakan yöntem olan meme büyütme ya da meme küçültme estetik ameliyatlarından faydalanabilirsiniz. Meme büyütmeden geçici olarak yararlanabilmeniz de mümkün, silikon protezler yerine dolgu ile meme estetiğine de yönelebilirsiniz. Memenizin sarkması ile ilgili problemler yaşıyorsanız; meme dikleştirme ameliyatlarından faydalanabilirsiniz. Ancak az evvel de bahsettiğimiz gibi; burada yöntemi belirleyecek olanın, memenizle ilgili problemleriniz ve estetik cerrah tavsiyeleri olmasına özen gösterilmesi son derece önemli ve dikkat edilmesi gereken bir husustur.

Güzel Yaşam Sizi Güzelleştirir !

By | Genel | Soru Sorulmamış

Bazen her şeyin üzerimize geldiği gibi bir duyguya kapılırız ve mutsuz bir hayat sürdürmekteymişiz gibi hissetmeye başlar, paniğe kapılırız. Oysa bu duygunun hayatımızın tamamını temsil etmediğini fark etmek için yaşamımıza minicik dokunuşlarla katkı sağlamak güzel yaşam temin etmek için yeterli olacaktır. Soğuk günlerin de hayatımıza hızla dalış yaptığı bu günlerde mutsuz olduğunuza inanıp kendinizi melankoli içine hapsetmek yerine hadi gelin ve minik dokunuşlarla yaşamınıza olumluluk katın.

Nasıl mı?

Olumlu biri olduğunuzu hatırlayabilmenizin yolu emin olun daha enerjik bir hayat yaşamanızdan geçiyor ve bunu size sağlayabilecek en ideal yöntem, sabah sporu. Güne ne kadar iyi bir başlangıç yaparsanız, bu başlangıç esnasında ne kadar aktif olursanız gününüz de o kadar güzel geçecektir. Bir değişiklik yapın ve uyanma saatinizi 15 dakika kadar erkene alarak biraz zıplayın, sevdiğiniz bir müzik eşliğinde dans edin işte güzel yaşam. Hem kalori yakın hem de verimliliğe giriş yapın ilerleyen saatlerde “Ne kadar güzel bir gün…” diye dolanacağınızdan eminiz.

Doğru nefes almayı öğrenin. Nefes alıp verme eylemi doğru bir biçimde uygulandığında oksijeni daha verimli kullanmaya vakıf bir bedeniniz olacaktır. Bu ise; diyaframınızı kullanırken hem karın kaslarınızın daha sıkı olmasına hem de stresli durumlarda daha kolay sakinleşebilmenize yardımcı olacaktır. O hâlde; doğru nefes alıp verme yöntemi ile, elveda stres ve hoşgeldin güzel yaşam…

Keşfetmeyi unutmayın. Bazen bir mekanı bazen bir aktiviteyi bazen bir insanı yani yaşamı keşfetmekten asla vazgeçmeyin. Öyle havalar soğudu, kendimi iyi hissetmiyorum falan da yok, şeker misiniz eriyecek, yada kutuplarda çıplak mı kaldınız :), haydi sokağa çıkın, eve kapanmayın, kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.

Gelelim bulunduğunuz alandaki ısının derecesine… Tamam, evet havalar epey soğudu. Hem de aniden. Daha dün denize giriyorduk, bugün kazaklarımıza bakıyoruz ama abartmayalım lütfen. Çok sıcak bir ortamda vücudunuz daha az kalori yakar ve bu da daha uyuşuk olmanıza sebep olur. Bunun yerine hasta olmayacağınız kadar düşük bir ısı seviyesinde bulunarak vücudunuzun daha çok çalışmasına izin verin.

Peki, su içiyor musunuz? Günde en az 7-8 bardak su içmeyi ihmal etmeyin. Minik ve sevimli şişeler edinip, hiçbir zaman yanınızdan ayırmayarak su içme potansiyelinizi arttırabilirsiniz. Neydi? Su, yaşamdı. O zaman yaşamımızı besliyor, kendimizi kurutmuyoruz, viva güzel yaşam ! diyoruz.

Ve en önemli ayrıntı, uyku! Uykusuz bir yaşam sürmeye çalışarak olumlu biri olabilmeniz mümkün değil. Geceleri uyumayıp, sabah erkenden kalkıp işe giderek, tüm bu kısımlarda da harıl harıl çalışarak nasıl mutlu olabilirsiniz ki? Yorgun bir beden size gülümsemeniz konusunda nasıl yardımcı olabilir? Dinlenin, gevşeyin, güzelleşin. Mutluluk, güzelliğin en etkili anahtarıdır çünkü. Mutluluklar…

CİLT BAKIMI TEMEL KURALLAR

By | Genel | Soru Sorulmamış

Bir kadının giyim kuşamından önce en çok önemsemesi gereken nokta cildidir. Güzelliğin temelinde olan cildin geri planda tutulması, cilt bakımı nin ihmal edilmesi ; giyilen en pahalı, en şık kıyafetleri bile bir anda görülmez kılabilir.

Bakım kürleri, kremler, maskeler, vs bunlar aracıdır. Öncelikle dikkat edilmesi gereken cilt sağlığıdır.

İşte sağlıklı bir cilt için gereken altın kurallar:

İlk Adım, Cilt Tipi:

Cilt tipimizi bilmek, cilt bakımı temel kurallarının en başında gelir, “Far ketmez, hepsi krem sonuçta!” düşüncesiyle kullanacağınız bir ürün cildinize zarar verebilir. Cilt tipinize uygun nitelikte ürünler kullanmaya özen göstermeniz gerekir.

Temiz Cilt:

Gün içinde toz, kir, makyaj kalıntıları gibi maruz kalmak durumunda kaldığınız problemler cilt gözeneklerinizin kapanmasına sebep olur ve bu birikintiler cildinizin nefes almasını engelleyerek siyah noktaları ortaya çıkartır.

Cilt bakımı için ılık bir su ile yüzünüzü yıkayarak yüzeydeki birikintinin çözünmesini sağlayın.

Peeling türü bakım ürünlerini fazla uygulamak da sakıncalıdır, bu tip ürünleri fazlası cilt yüzeyinde aşınmalar meydana getirir.

Tonik Kullanımı:

Tonik cildin PH dengesini düzenlemek için kullanılır. Aynı zamanda toniğin temizleme etkisi de vardır.

Cildinizi uygun bir tonik tercih edin.

Nemlendirici Ürünler:

Ciltteki kuru hücreleri nemlendirerek yumuşatır. Cilde koruyucu yüzey oluşturur.

Cilt temizliği sonrasında canlanmış olan hücrelere nemlendirici ile bakım yapın.

Güneş Korumalı Krem:

Güneş kremlerinin yalnızca yazın kullanıldığını düşünüyorsanız, hemen belirtelim yanılıyorsunuz. Kışın da güneşin zararlı ışınlarından cilde zarar verir. Yaz ya da kış cildinizin koruma kalkanına ihtiyacı olduğunu unutmayın.

Koruma içeren kremlerinizi güneşe çıkmadan yarım saat önce sürerek ciltte emilimini sağlayın.

Tarihi geçmişse atın:

Son kullanma tarihi geçmiş bir yiyecek ve ilaç için kullanmakta tereddüt ettiğiniz gibi cildiniz için de tarihi geçmiş bir ürünü kullanmak konusunda tereddüt edin, hatta kullanmayın. Cildinize fayda sağlamak isterken zarar vermek istemezsiniz.

Kutuların üzerindeki açıldıktan sonra olan kullanım süresine dikkat edin.

Karıştırmayın:

Yine ürünlerin çoklu kullanımında da karışımdan yarar değil zarar doğar. Farklı işlevleri olan ürünlerin bir arada kullanılması onların etkilerini kaybetmesine hatta cildi inceltip tahriş etmeye sebep olabilir.

Bakım ürünleriniz haricinde uygulayacağınız ürünleri karıştırmadan kullanın.

Unutmadan;

Göz Bölgesine Aman Dikkat!

Cildin en hassas bölgesidir diyebiliriz göz bölgesi için. Aşırıya kaçan müdahaleler kırışıklıklara neden olur. Göz bölgesine krem sürerken parmak ucunuzla küçük dokunuşlarda bulunun.

Su için!

Vücudumuzdaki PH dengesini koruyarak; cildimizin yenilenmesini sağlar, cilt bakımı için olmazsa olmazlardan birisidir.

Yağlı Yemekten Kaçının!

Çok fazla yağ, şeker içeren gıdalar aknelerin başlıca sebeplerindendir, cilt bakımı için mutlaka uzak durmaniz gerekir.

Kuruyemiş tüketin!

Gün içerisinde bir avuç kabuklu kuruyemiş tüketmek cildin yağ ihtiyacını karşılar.

Egzersiz olmadan olmaz!

Egzersiz kan dolaşımını hızlandırdığı için cildin yenilenmesini sağlar.

En önemlisi: Önce cildiniz sonra giysiniz!

Karın Estetiği ve Lipoabdominoplasti

By | Genel | Soru Sorulmamış

Düz Bir Karın Hayali Kuranlara…

Diyet yapıyorsunuz, spor yapıyorsunuz ama bir türlü karın bölgenizde bulunan o sarkık görüntüden kurtulamıyor musunuz? İdeal kiloda kalmak için dikkat etmenizin yeterli olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama tüm bunları yaparken karın bölgenizde meydana gelen gevşeme ve sarkmalardan bazen kurtulamazsınız. Aslında bu konunun tek bir sebebi bulunmuyor; sık sık kilo alıp verme, hamilelik sürecinde alınan kilolar, hareketsiz bir yaşam stili gibi pek çok sebep karın bölgesinde sarkma problemi olarak yaşamınıza yansıyabiliyor. Oysa dümdüz bir karın görüntüsüne sahip olmayı; mayo, bikini ve elbiselerini gönül rahatlığıyla giyebilmeyi kim istemez ki? Bu tip durumlarda hem kişinin hareketleri kısıtlaniyor hem de yaşam kalitesinde gözlenebilir bir düşüş ortaya çıkıyor. Karın germe estetiği ile ise bu sorunlara çözüm bulmanız mümkün. Yumuş yumuş bir karınla yaşamaktan hoşlanmıyorsanız tabii…

Karın germe estetiği için iki farklı seçeneğiniz mevcut. Lipoabdominoplasti ve mini abdominoplasti, bunlardan hangisinin tarafınıza uygulanması gerektiğine ise sizin beklentilerinizi de ele alarak estetik cerrahınızın karar vermesi en doğru olan.

Lipoabdominoplasti Nedir, Mini Abdominoplasti Nedir?

Lipoabdominoplasti yani tam karın germe estetiğinin , basitçe özetlemek gerekirse karın bölgesinde esnekliğini kaybetmiş ve sarkmış dokuların yarattığı fazlalığın alinmasi işlemi uygulamaya konuyor. Temel olarak, gevşeme noktasına gelmiş olan ön karın duvarının kas yapısının düzeltilmesine dayanan bir işlem ve liposuction yoğun kullanimi söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Böylece toparlanma çok daha çabuk gerçeklesiyor.

Mini abdominoplasti yani mini karın germe ameliyatında ise; ciddi bir sarkma söz konusu olmayan durumlarda kullanılıyor. İşlem, isminden de tahmin edebileceğiniz üzere tam karın germe ameliyatına göre daha küçük bir operasyon çeşidi olarak düşünülebilir. Dolayısıyla iyileşme süreci de daha kısa sürede gerçekleşiyor.

Ameliyat Sonrası Süreç

Karın germe estetiği ameliyat sonrası tam bir iyileşme halinin ortaya konması için kişiye ve hangi karın germe ameliyatının uygulanmış olduğuna göre değişmekle birlikte, 2-4 haftalık bir süreç gerekmektedir.  Hastaların kullanması gereken bandajlar çıktıktan sonra da ameliyata özgü geliştirilmiş olan korseyi takriben 4 haftalık bir süre boyunca kullanması gerekmektedir. Ameliyat sonrası ortaya çıkan izler, görülebilir konumda olmayıp belirginliklerini kaybetmeleri 6 aylık bir süre içerisinde gerçekleşiyor.

Hayal ettiğiniz gibi dümdüz bir karın bölgesine kavuşarak, kıyafetlerinizin tadını çıkartmak da size kalıyor. (=

Bozulmayan Makyaj mı? Nasıl?

By | Genel | Soru Sorulmamış

Biz kadınların en önemli aksesuarlarından biridir makyaj. Evden çıkmadan yaptığımız makyajın gün boyunca bozulmaması ise hepimizin en büyük arzusu. Farımızın birikintiler halinde toplanması, göz kalemimizin akması ve tabii ki rujumuzun çıkması… Size de tek sefer yapılan makyaj ile bir günün bitmesi imkânsız gibi geliyorsa işte dayanıklılığını artırmak için bizden size öneriler.

Bozulmayan makyaj için suya dayanıklı makyaj malzemesi kullanın. Gün içinde yağlanma ile ya da terle makyajınız akar. Bunu engellemek için ilk yapmanız gereken kullandığınız ürünleri suya dayanıklı seçmek.

Yüzünüzü temizlemeden başlamayın. Ciltteki yağlanma makyajın akmasına, dağılmasına neden olur. Özellikle yağlı bir cilt tipiniz varsa bunu daha yoğun yaşarsınız. Makyaj yapmaya başlamadan önce yüzünüzü temizlerseniz daha iyi sonuç alabilirsiniz.

Makyaj bazı kullanın. Makyaj bazı cildinizi makyaj için hazırlarken; kalıcılığı da arttırır. Cilt tipinize uygun makyaj bazı kullanmanız daha kalıcı bir makyaj sağlamasının yanında renklere de netlik kazandırır.

Gözaltlarınıza fondöten sürmeyin. Gözaltları için olan kapatıcıları kullanmayı tercih edin. Çünkü gözaltlarınızda fondöten kullanmanız renk dağılımında eşitsizliğe neden olabilir.

Fondöten kullanımına da dikkat! Kat kat fondöten sürmek ya da kalın tabaka halinde kullanmak sizi daha yaşlı göstereceği gibi yapay görüntüye de sebep olur. İnce bir katman olarak uygulamanız gereken fondöteninizi yüzünüze eşit bir biçimde yayarak kullanın. Eğer günlük bir makyaj yapıyorsanız fondöteni yalnızca sorunlu bölgeye kullanmanız yeterli olacaktır.

Makyajınızı sabitleyin. Transparan pudra kullanarak makyajın sabitlenmesini sağlayabilirsiniz. Özellikle T- bölgesinde yağlanma daha yoğun olduğu için bu bölgeye uygulamalarda daha özen gösterin.

Krem bazlı ürünler kullanmanız makyajınızın daha kalıcı olmasını sağlayacaktır alın size bozulmayan makyaj için bir trik daha.

Koyu tonlar tehlikelidir. Makyajınızı ne kadar açık tonlarda yaparsanız bozulma riski de o kadar azdır. Ya da şöyle de diyebiliriz bozulduğu o kadar az belli olur. Çünkü koyu renk makyaj hata kabul etmez. Çok dikkatli yapmanız gerekir ve gün boyunca tetikte olmanız gerekir. En ufak akmalar, bozulmalar bir anda tüm makyajı mahveder.

Ruj sürmek özen ister. Dudağınızın da bakıma ihtiyacı vardır. Öncelikle ruj sürmeden önce diş fırçası yardımı ile dudağınızdaki ölü deriyi atın. Ardından nemlendirerek dudak bakımınızı yapın. Gelelim ruju sürmeye; ilk olarak dudağınızın köşe noktalarını işaretleyin. Sonrasında ruju çerçeve içine sürün. İnce bir peçeteyi tampon görevinde kullanarak üzerine transparan pudrayı sürün bu rujunuzun bozulmaması için koruyucu oluşturacaktır.

Ellemeyin! Orasını düzelteyim buracını sileyim diye durmadan makyajınızla oynamayın. Küçük düzeltmeler yapmak için kulak çubuğu kullanmanız çok daha kolay olacaktır. Ve tabi gün boyunca da yüzünüze dokunmanız makyajınızın dağılmasına sebep olur. Makyaj sabitleyiciyi deneyin. Sabitleyici kullanımı makyajınızın gün boyu tazeliğini korumasını sağlar. Ancak şunu unutmamak da fayda var cilde doğrudan nüfuz ettiği için pek tavsiye edilmez.

Kimyasal makyaj sabitleyicileri kullanmak yerine kendiniz doğal yolla elde edebileceğiniz bir makyaj sabitleyici hazırlayabilirsiniz.

Tarifi bizden hazırlaması sizden…

Malzemelerimiz:

1 ölçek Gliserin (eczanelerde mevcut)

2 ölçek Gül Suyu

1-2 damla zeytinyağı

Spreyli şişe

Nasıl Yapıyoruz?

1 ölçek gliserini sprey şişesine koyun

2 ölçek gül suyunu şişenin içine ekleyin

Ardından isteğe bağlı olarak 1 damla zeytinyağı ekleyin

Karışımı oluşturmak için güzelce çalkalayın.

Sabitleyicimiz hazır!

Uygulama:

Makyaj sabitleyicinizi her kullanımdan önce iyice çalkalayın.

Gözlerinizi kapalı tutun ve yüzünüze 15 cm uzaklıktan sıkın.

Makyaj sabitleyicinizi 1-2 ay süreyle buzdolabında saklayabilirsiniz.

Bu karışıma salatalık suyu da ekleyebilirsiniz ancak salatalık suyu sabitleyicinizin ömrünü kısaltır.

Sabitleyiciniz makyajınızın gün boyu akmasına engel olur.

Sabitleyicinizi fondötenden önce kullanarak cildinizin daha ışıltılı görünmesini sağlayabilirsiniz.

Far fırçanıza sabitleyicinizden sıkarsanız farınız hem daha canlı hem de daha kalıcı olacaktır.

UNUTMADAN!

Evden çıkmadan önce temel makyaj malzemelerinizi mutlaka çantanıza atın.Ne olur ne olmaz…

Menu