Bütüncül Estetik Yaklaşımı
Estetiğe bütüncül yaklaşım, estetik operasyonda cerrahi işlemin yanı sıra, operasyon öncesi ve sonrasında hastanın psikolojisi ve süreç boyunca uygulanan diyet gibi konuları da kapsayan bir yaklaşımdır. Meme dikleştirme ameliyatından, karın germe estetiğine, burun estetiği operasyonundan kimyasal peeling uygulamasına kadar pek çok konuda bu yaklaşımdan yararlanılabilir.
Her iyi plastik cerrah, hastasını operasyon öncesinde süreçle ilgili bilgilendirir ve motivasyonundan beslenmesine kadar ona yardımcı olabilecek konularda gerekli yardımı ve bilgiyi almasını sağlar, fakat bütüncül yaklaşımda tüm bunlar bir adım ileri götürülür. Hastanın operasyondan en iyi sonucu alabilmesi ve fiziksel, psikolojik, zihinsel anlamda sağlıklı ve iyi hissetmesine yardımcı olan tamamlayıcı tedavi süreçleri uygulanır.
Bütüncül yaklaşımda cerrahi işlem sırasında uygulanan yöntemlerde, kullanılan teknolojide ve ürünlerde bir değişiklik yoktur. Buna karşın, daha geleneksel tedavi yöntemlerine de başvurulabilir. Bunlardan biri olan mezoterapi, özellikle Fransa’da çok yaygın ve popüler olan ve cerrahi olmayan bir tedavi şeklidir. Mezoterapi; vitaminlerin, minerallerin, aminoasitlerin, enzimlerin, homeopatik ilaçların, karışımlar halinde, mikroenjeksiyon tekniği ile cildin orta tabakasına enjekte edilmesi yöntemidir.
Estetiğe bütüncül yaklaşımı savunan cerrahlar, estetik operasyonun yalnızca bir cerrahi müdahaleden ibaret olmadığını ve sonuçta hastanın memnuniyetini etkileyecek faktörlerin yalnızca ameliyat olmadığını savunurlar. Bütüncül yaklaşımda cerrah, hastanın sağlığı ve memnuniyetinin pek çok farklı değişkene bağlı olduğunun bilincindedir ve bu memnuniyetin hastanın psikolojisinden uyguladığı diyete kadar değişen bir sürecin ürünü olduğunu bilerek buna göre gayret sarf eder.
Uygulama bedenin yalnızca bir parçasına yapılsa da bedenin bir bütün olduğunun ve vücudun diğer kısımlarının uygulanan operasyondan etkileneceğinin bilincindedirler. Bütüncül yaklaşımda, adından da anlaşılabileceği üzere, beden bir bütün olarak ele alınır.
Elbette tüm hastaların bütüncül yaklaşımın sunduğu yardıma ihtiyacı olmayabilir ya da tercih etmeyebilirler. Bazı hastalar operasyondan hemen sonra günlük hayatlarına devam edebilirler fakat diğerleri için bu tür operasyonların etkileri, örneğin psikolojik olarak, çok daha güçlü ve önemli olabilir. Böyle durumlarda bu hastaların cerrahi operasyondan en tatmin edici sonucu alabilmeleri için daha kapsamlı ve geniş bir tedavi süreci uygulanması gerekir.
Tüm bunların sonunda, bütüncül yaklaşım kullanılan tedavi süreci ertesinde hastanın uzun dönemde özgüveninin sağlanması ve güzellik anlayışıyla daha bilinçli bir bağ kurarak beden memnuniyetinin sağlıklı ve kalıcı olması hedeflenir.