Tag

güzellik Arşivleri - Serkan Yıldırım Blog

Estetik Cerrah ve Estetik Bakış

By | Genel | Soru Sorulmamış

Estetik Cerrah Neden Estetik Bir Göze Sahip Olmalıdır?

Plastik cerrahın iyi bir estetik göze sahip olması gerekir. Tasarım, form ve genel olarak sanatsal biçim algısı yüksek olan bir zihnin insan bedeniyle ilgili estetik algısı da buna paralel olarak çok daha gelişmiş olacaktır.

Plastik cerrahi tıp ile sanatın buluştuğu bir formdur ve amacı insan formunda estetik dengeye ulaşmaktır. Aracı cerrahi, tuvali ise insandır. Estetik cerrah, güzellik algısı gelişmiş bir göze ve sanatsal duyarlılığa sahip olmadığında değişimden beklenen sonucun elde edilmesi mümkün olmayabilir.

Her yüz, her beden eşsizdir. Ona nasıl şekil verileceğine karar vermek yalnızca ustalık değil, aynı zamanda sanatsal bir bakış açısı ve hayal gücünü de gerektirir. Uygun bir estetik cerrahi yaklaşım ve planlamayı ortaya koyabilmek ve kusursuz bir orantı ve güzellik elde edebilmek için cerrahın estetik algısının gelişmiş olması ve bu duyarlılığı uyguladığı prosedüre yansıtabilmesi şarttır. Estetik ve sanatsal orantıları gelişmiş bir teknik beceriyle harmanlayan cerrah, sanat ve bilimin kural ve normlarını aynı anda eserine yansıtan bir Rönesans ressamına benzetilebilir. Bu nedenle pek çok estetik cerrahın sanata ve estetiğe hayat boyu ilgili olması şaşırtıcı değildir

Estetik bakış açısı, her estetik cerrahi prosedürünü başından sonuna etkiler. Bu nedenle insan bedeniyle ilgili yalnızca yüzeysel bir güzellik algısı değil, derin bir bakış açısı gerekir. Bir cerrah olarak kemik yapısı, yumuşak doku ve deriyle ilgili bilgiye sahip olunduğu kadar, insanın duyguları, bunların yüze, ifadelere, jest ve mimiklere ve genel anlamda bedensel hareket kabiliyetine ne şekilde yansıdığına hâkim olmak da oldukça önemlidir. Cerrahi bir planlamaya gidilirken ve insan vücuduna şekil verilirken tüm bu faktörleri gözetmek gerekir

Sonuç olarak, sanatsal duyarlılığa sahip bir estetik cerrah seçmek en uygun sonuca ulaşmanın anahtarıdır denebilir. Mesleki yaşamında olduğu kadar özel hayatında da sanat, estetik, şekil ve forma ilgi duyan ve bunlar üzerinde derin bir algı geliştiren cerrah, bedene yalnızca şekil vermekle kalmaz, onun bir bütün olarak mükemmel oranlara ve doğal bir güzelliğe sahip olmasını ve sonuç olarak hastanın kişiliğiyle, kimliğiyle ve iç dünyasıyla uyum içinde olmasını da sağlar. 

Dikkat ! Moda Kurbanı Olmayın…..!

By | Genel | Soru Sorulmamış

Sokakta herkesin birbirine benzeyen bir tarzı var. Oysa stil sahibi olmak kişiye özgü bir durumdur. Kendimize özgü bir stile sahip olmak istiyorsak, ona mutlaka ama mutlaka kendimizden bir şeyler katmamız gerekir.

Ellerin sıkı sıkıya tutunduğu birbirinin aynı çantalar, her yerde dolaşıp duran aynı rekler ve aynı “tak tak”ları çıkartan topuklar… Bu hataya düşen insanların büyük kısmı, çoğu zaman moda kurbanı oluyorlar. Modayı takip etmek ise, stil-tarz sahibi olmakla eşdeğer değildir. Stili asla satın alamazsınız :).

Her şeyden önemlisi, yaşınıza göre giyinmeyi tercih etmelisiniz. Mesela kişi, yirmili yaşlarındayken daha cesur, daha iddialı giyindiğinde sahip olduğu duruş bunu taşıyabilirken; kırklı yaşlar, daha çok klasik parçalara yönelmeyi gerektirebiliyor.

Moda içerikli yazıları inceleyip, trendleri takip edebilirsiniz. Fakat bunu bir taklit hâline getirmek sizi bir moda kurbanı yapmanın ötesine geçmeyecektir. Aksesuarlar, giyim tarzınızı zenginleştirmek için kullanabileceğiniz ve ulaşabileceğiniz en kolay ama bir o kadar da yalın anlatım sağlayıcılarıdır.

Kimimiz abartıdan uzak, sade ve şık giyinmeye dikkat ederken kimimiz bunun tam tersini tercih ediyor. Aslında burada önemli olan neyin tercih edildiği değil, tercih edilenin kişiye uygunluğu ve doğru bir biçimde sunumu. Hangimiz kıyafet seçerken gardırop önünde saatlerce vakit harcamıyor ki? O gün giydiklerimiz, gün boyu enerjimizin frekansını bile belirleyebiliyor. Eğer aynaya baktığımızda doğru kadını yani “kendimizi” görmüşsek, o gün en verimli günümüzü geçireceğimize iyi bir işarettir.

Peki bu gardıropların olmazsa olmazları var mıdır? Varsa nelerdir? Bunu bilmek bize, “Birazdan hazır olurum.” deyip, giyip çıkardıklarımızın hiçbirinin o güne uymaması sebebiyle “birazdan”ın saatlerimizi almasının önüne geçer mi? Geçer. Her kadının gardırobunda taşıması gereken olmazsa olmaz minik sırları vardır.

Mesela iş kadınları, onların joker kıyafetleri neler olmalı? Öncelikle her iş kadının her an giyebileceği bir beyaz gömleği dolabında mutlaka bulunmalı. Yine günün her anını tolere edebilecek klasik bir çift siyah topuklu ayakkabı da iş kadınlarımızın olmazsa olmazlarından sayılıyor. Vee tabii ki, düğünler, kokteyller, iş yemekleri ve ofis ortamı için her daim şık görünmenizi sağlayacak olan moda klasiği siyah mini elbisenizi; elbette güzel bir pantolon ya da şık bir etekle kombine edebileceğiniz her renkte olabilecek ceketlerinizi çoğu zaman pratik çözümlere ihtiyaç duyan iş kadınları olarak gardırobunuzda ebulundurmayı ihmal etmemenizi öneririz.

Ya hafta sonu? İçimizden abartısız ve sade giyinmek gelen hafta sonlarında şıklığı nasıl sağlayabiliriz? Yoğun hafta içi günlerinin ardından gelen bir armağan misali hafta sonlarımızda rahatlığımızdan haliyle ödün vermek istemiyoruz. Bu sebeple; renkli desenli seçenekleri olan pantolonlar, salaş elbiseler ve dolgu topuk ayakkabıları, hafta sonları içine girip sığınacağımız şık kurtarıcılarımız ilan edebiliriz.

Ve her koşulda siyah ın asaletini her tarz ve her aksesuar ile rahatlıkla kombine edip mükemmel uyumu yakalayabilirsiniz. Gece, gündüz, işte, markette, eğlence sırasında ve daha pek çok yerde siyah renk ile; gönül rahatlığıyla günü kurtarabilir, şıklığınızı garanti altına alabilirsiniz.

Tüm bunları yaparken dikkate almayı unutmamanız gereken tek şey ise; “kendinize uygun” olanı tercih etmekten kaçınmamanız.

Bakımlı kadın olmak zor mu ?

By | Genel | Soru Sorulmamış

Kadınlar, dünyanın en estetik canlıları… Dünya üzerinde güzel olan ne varsa onun yanında durduğunda, onunla demlendiğinde gözlere kusursuzluğu bulmanın heyecanını yaşatan gizemli varlıklar.

“Her kadın güzeldir.” Evet, bu klişe cümleyi, hemen hepimiz bir gün, bir yerlerde duymuşuzdur. Peki güzel olan her şey, zamanın hızlı acımasızlığı karşısında ‘güzel’ce kalmayı başarabilir mi? İşte maalsef, daha bu sorunun cevabı için ortaya koyabileceğimiz olumlu bir örnekle karşılaşmadık. Yavaşça bildiğiniz tüm estetik değerleri aklınızdan geçirmeye çalışın; bunların her birinin sahip olduğu değeri koruyabilmek için çeşitli bakım oranlarına tabii tutulduğunu da fark edeceksiniz.

“Şarap gibi olmak…” için öylece beklemek yeterli değil. Yer çekimi, tozlu dünya, yoğun stres altında geçen iş günleri, kısacası yaşamak, gündelik hayatımızda bu kadar zor bir hâle gelmişken; vücudumuzun biraz şımartılmadan bizimle beraber sağlıklı bir biçimde yürüyebilmesi de çok kolay olmuyor.

Aslına bakarsanız, kadınlar işler bu kadar çetrefilli bir hâle gelmeden çok önceleri de dünyanın hemen her yerinde kendilerine bakmanın önemini ve bunun getirdiği tatmin duygusunun eşsiz rahatlığını keşfetmişlerdi. Rastık, süt, güzelavratotu bunlardan sadece çok azı. Şimdi ise aynı yöntemleri daha gelişmiş ve pratik bir biçimde kullanımımıza hizmet etmek üzere sunan bir sektör var ve kesinlikle bundan sonuna kadar faydalanmayı hak ediyoruz.

Aynı anda; anne, eş, evlat, çalışan kadın ve daha fazlası olabilmek gerçekten kadınların başarıyla yürttüğü ve onlara özgü bir durum. Ama her ne kadar başarıyla ilerlese de her kadın bu yoğunluğun altında kendini biraz şımartabilmelidir de…

Güzelliğinizi ortaya çıkartmak ve onu muhafaza etmek sizin elinizde. Üstelik baştan aşağı güzel bir kadın olmak, sanılanın aksine hiç de zor bir şey değil. Yalnızca kendinize biraz zaman ayırın. Yapılması gereken onca şeyin arasında, bir de saçlarınızı, ellerinizi, ayaklarınızı, cildinizi, kıyafetinizi, makyajınızı düşünmek ve ayarlamak ve düşünmek zor geliyor olabilir. Ama bu o kadar da zor değil. Üstelik bunu alışkanlık hâline getirdiğinizde ve aynada kendi eserinizi gördüğünüzde hissedeceğiniz mutluluk kendinize ayırdığınız tüm bu sürece fazlasıyla değecektir de… Tabii bakımlı olmak, yalnızca bunları yapmak değildir. Bir kadın çok küçük dokunuşlarla da fazlasıyla bakımlı görünebilir. Önemli olan; doğru olanı, yeteri kadar uygulayabilmeyi öğrenmeniz. Mesela şu farkı iyi ayırt edebilmeliyiz, modayı takip etmek, kendimiz için uygun olanı seçtiğimiz anlamına gelmez. Hatlarımızın müsaade ettiği kıyafetlere yönelmeli, cildimize uygun olan bakımı ve makyajı yapmalı, surat şeklimizi tamamlayan saç stilleri geliştirmeliyiz. Moda ile kendimiz arasındaki uygun çizgiyi belirleyip doğru şekilde harmanlamayı başarabilirsek, gerçekten harika kadınlar olabiliyoruz.

Bakımlı kadın olmak, bedenimizi bir bütün olarak algılamayı ve onu buna göre taçlandırmayı, bu bütünün içinde bize ait en güzel ayrıntıyı ortaya çıkartmayı gerektirir ki işin biraz komplike gibi görünen kısmı burada ortaya çıkıyor. Fakat bu durum gözünüzü korkutmasın, eğer bakımlı bir kadın olmanın keyifli gereklilikler dünyasına yeni adım atacaklardansanız, yapmanız gereken; bir süre gözlemlemek ve denemek, elbette işin uzmanlarından tavsiye almayı da es geçmemeliyiz. Daha sonra kendiniz için uygun olan seçeneği rahatlıkla belirleyecek ve bunu gün geçtikçe daha fazla geliştirdiğinizi siz de göreceksiniz. Düzenli devam eden bir bakım süreci, hem güzelleşmemize hem de kendimizi her zamankinden daha sağlıklı, ruhsal anlamda daha doygun ve özgüven sahibi hissetmemize yarayacaktır. Tek yapmanız gereken başlamak ve kendiniz için uygun bir program geliştirerek bunu düzenli hâle getirmek.

Ve unutmayın; emekle taçlandırılmış bir güzellik, büyüleyiciliğini de beraberinde taşır.

Dünyanın En Güzel Kızı ve Güzellik Yarışmaları

By | Genel | Soru Sorulmamış

Dünyanın En Güzel Kızı Gerçekten Güzel mi?

Güzellik, kategorize edilmesi ya da sınıflandırılması çok zor bir kavram. Yani bu güzeldir diğeri çirkindir derken güzellik kavramının ya da güzellik niteliğinin ne kadar göreceli olduğunu da göz önüne almamız gerekiyor. Dünyanın en güzel kızını arama amacıyla yola çıkan ve ilk kez 1940’li yıllarda başlayan güzellik yarışmaları son yıllarda giderek daha fazla yaygınlaşmaya ve popülaritesini arttırmaya hatta birer pazarlama alanı haline gelerek markalar tarafından desteklenmeye başladı. Güzellik yarışmaları öyle bir endüstri hâkline geldi ki gelecekte güzellik yarışmasına girmek gibi bir meslek hayali bile var. Dünyanın pek çok yerinde henüz 12- 13 yaşlarındaki çocuk denebilecek kızlar gelecekte bir güzellik yarışmasına katılmanın hayalini kuruyorlar. Güzellik yarışmalarında belirli kriterlere göre düşünen bir jüri, en güzeli seçmek için gözlem yapıyor. Peki, güzellik yarışmasında en güzel seçilen genç kız gerçekten en güzel mi? Ya da onun en güzel olduğuna nasıl karar veriliyor?

Güzellik kavramı üzerine yazılmış kitaplara, araştırma tezlerine bakarsanız hepsinin bir konuda hem fikir olduğunu görürsünüz. Tüm sosyal ve kavramsal araştırmacılar güzelliğin göreceli bir kavram olduğunu açıkça belirtirler. Öyle ki, bundan 2 bin yıl önce şehrin en güzel kızı olarak gösterilen biri bugün olsa evde kalabilir. Ya da cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın biricik aşkı güzeller güzeli Hürrem Sultan bugün olsa belki de obez olduğu için tedavi görür. Benzer şekilde günümüzde Güney Amerika’da ya da Afrika’da yaşayan bazı kabilelerin kadınlarının çekici görünmek için kulaklarını bellerine uzatmak, alt dudaklarına tabak gibi bir tahta yerleştirmek gibi vücutlarına yaptırdıkları ilginç uygulamalar modern dünya insanına pek de çekici gelmiyor.

Tüm bu bilgiler ışığında her yıl seçilen dünya güzeli gerçekten dünya güzeli mi? Aynı güzellik yarışması galibini tüm kültürlerdeki insanlara göstersek hepsi güzel bulur mu?

 

İlkbahara Özel Güzellik Önerileri

By | Genel | Soru Sorulmamış

İlkbaharda Yapabileceğiniz Güzellik İşleri Listesi

İlkbahar, doğanın uyandığı ve bin bir çiçekle güzelleştiği güzelliğin mevsimi. Estetik olmak için de yani güzelleşmek için de baharın uyanışını dikkate almak gerek. Bahar mevsimi cildinizi yaza hazırlamak, yazın çevrenin tüm etkilerine karşı sizi korumasız bırakan gücüne karşı hazırlık yapmak için en ideal zamandır. Ayrıca yaz boyunca keyifli partiler, düğünler, akşam yemekleri, gece eğlenceleri gibi aktivitelerde güzelliğinizle göz doldurmak için bahar mevsimini iyi değerlendirin. İşte size ilkbahara özel güzellik önerileri:

Baharda Estetik olmak

Baharda dudak dolgunlaştırmak, karın, kol ya da bacaklar için liposuction, dolguyla burun estetiği, dolguyla çene estetiği, ışık dolgusuyla genç bir cilt görünümü, yaza özel cilt bakımı gibi estetik uygulamalar için çok ideal bir dönem. Bahar aylarında yani Mart, Nisan, Mayıs aylarında estetik cerrahınıza giderek ışık dolgusu yaptırıp yüzünüze aydınlık bir görünüm kazandırabilir, gözaltlarınızdaki morlukları ya da çökük görüntüyü giderebilirsiniz. Baharda dudaklarınıza sadece 5- 10 dakika ayırıp tüm yazı dolgun dudaklarla geçirmeniz de mümkün. Üstelik dolgun dudaklar bronz tene çok yakışıyor. Kaşlarınız çok inceyse kaş ekimi size ve bakışlarınıza bambaşka bir etki verebilir.

Baharda Daha Çok Spor

Bahar mevsimi bikiniye hazırlanma mevsimidir. Çok sevdiğiniz bikininize sığmak için, bu yaz çok şık bikiniler almak için önce baharı iyi değerlendirmeniz gerek. Bikiniye hazırlık döneminde hemen bir spor salonuna yazılın. Salondaki hocanızın verdiği programa uyun. Diyetisyeninizi ziyarete din ya da size uygun diyet programını hazırlayacak iyi bir diyetisyen bulun. Diyetinizi uygulayın, sporu ihmal etmeyin. Tüm bunlarla istediğiniz sonuca ulaşamazsanız liposuction konusunda uzman bir estetik cerrah bulun ve hemen minik yağ kümelerinden kurtulun.

Yaza hazırlanarak geçirdiğiniz bir bahar ile tüm yaz güzel geçecek. Yazın keyfini çıkarmak için baharın değerini bilin.

 

Anadolu’dan Güzellik Söylemleri

By | Genel | Soru Sorulmamış

Güzellik, tarih boyunca kadına yakıştırılan ve hatta bir kadın için en önemli meziyet olarak kabul edilen ve her insanın ulaşmaya çalıştığı bir nicelik. Doğuştan gelen ama sonradan da estetik cerrahi ile dermatoloji bilimlerinin ve diğer fiziksel imaj çalışmalarının katkısıyla büyük ölçüde değiştirilebilen bir özellik. Güzel olmak arzusuyla ya da en güzele yakın olmak isteğiyle pek çoğumuz günlük yaşamımızın akışını değiştirecek kararlar alabiliyoruz. Bu yönüyle güzellik hem değerli bir özellik hem de tam bir Anadolu deyimiyle “başa bela”.

Anadolu’da kadın güzelliğine dair söylenen ve söylenegelen birçok söylem var. Bu söylemlerde bazen güzellik, övülen bir değer olarak tanımlanıyorken bazen de insanda dış görünüşten başka şeyler aranması gerektiği vurgulanıyor.

Türk atasözleri ve deyimlerinde güzellik kavramı hakkında ipucu verecek içinde “güzel” sözcüğü geçen birkaç örnek şöyle:

Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye göz değer

Anan güzel idi hani yeri, baban güzel idi hani evi

Gönül kimi severse güzel o.

Güzel bürünür, çirkin görünür

Güzele bakmak sevaptır

Güzele 40 günde iyi huyluya kırk yılda doyulur.

Güzele ne yakışmaz

Güzellerin bahtı çirkin olur

Güzellik ondur, dokuzu dondur

Her güzelin bir kusuru vardır.

Kusursuz güzel olmaz

Güzel göze görünür

Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca.

 

Güzel deyince elbette ruh güzelliği, huy güzelliği gibi kavramlarda işin içine giriyor. Estetik cerrahi henüz ruh güzelliği ve huy güzelliği ne dokunamıyor ancak bakışlara, dudaklara, buruna vs  yapılan estetik dokunuşlar belki bir nebzede olsa ruha-huya dokunarak onunda güzelleşmesine katkıda bulunabilir kim bilir ?

 

 

Atatürk’ün Güzellik Anlayışı

By | Genel | Soru Sorulmamış

Atatürk’ün Güzellik Anlayışı

Bugün moda dergilerinin kağıt bebekleri, dizlerin başrol oyuncuları, film yıldızları ve günlük hayatımızda karşımıza çıkan güzellik timsali insanların üzerimizdeki güçlü tesiriyle güzellik kavramını sorgulayıp duruyoruz. Hepimiz medyanın dayattığı güzellik seviyesine ulaşmak istiyoruz ancak hiçbirimiz bir kalıba sokulmaktan hoşlanmıyoruz. Peki, hiç düşündünüz mü, inkılapları, söylemleri, icraatları ve yaşam tarzı ile hala örnek aldığımız ve hala 1930’larda ulaştığı medeniyet seviyesini yakalayamadığımız, vizyonuyla da çok etkileyici olan Mustafa Kemal Atatürk’ün güzellik anlayışı ya da güzellik konusundaki fikri nasıldı?

Güzel bir İzmirli genç hanımla evlenen Atatürk, Keriman Halis’in dünya güzeli seçilmesi üzerine bir açıklama yapmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün kadına, Tük kadınına, güzellik kavramına bakış açısını özetleyen bu açıklama aşağıdaki gibidir.

Türk kadınının dünyanın en güzel kadını olduğunu savunan Atatürk, Keriman Halis’in bu başarısına şaşırmadığını şu sözlerle dile getirir:

Keriman Halis“(…) Şunu hemen ekleyeyim ki, Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihi olarak bildiğim için Türk kızlarından birinin dünya güzeli seçilmiş olmasını, çok tabii buldum. Fakat Türk gençliğine bu münasebetle şunu hatırlatmayı gerekli görürüm: Övünç duyduğumuz tabii güzelliğimizi fenni şekilde korunmasını biliniz ve bu yolda bir gelişmenin sürekli olarak gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla birlikte, asıl uğraşmaya zorunlu olduğumuz şey, analarımızın ve atalarımızın oldukları gibi, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır”

Açıklamadan da anlaşılır ki, Atatürk, kadın güzelliğinin hem fiziksel, hem de zihinsel kısmıyla ilgilenmiştir. Bu doğrultuda Batılı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de güzellik yarışmaları düzenlenmesini de desteklemiştir.

Güzellik Bilimi Olur mu?

By | Genel | Soru Sorulmamış

Güzellik bilimi nedir? İnsan neden güzel olmak ya da güzel olana yakın olmak ister? Güzelliği bu kadar çekici kılan nedir? Güzelliğin bilimi diye birşey var mı?

Güzellik tamamen fiziksel görünümümüzle ilgili olmasına rağmen çok soyut bir kavram olarak kabul edilir. Ancak güzelliğin fiziksel olan tarafı yani ölçümlenebilen yüzü, bilimin araştırma alanına da girer. İnsan yaşamını şekillendirmede büyük bir etkisi olan güzellik, kavramsal olarak sosyoloji, psikoloji, sanat tarihi, sanat felsefesi, iletişim gibi sosyal bilimlerin ve fiziksel tarafıyla da güzel sanatlar, biyoloji, estetik cerrahi bilimlerinin çalışma alanına giriyor. Üstelik de son yıllarda yapılan akademik araştırmalara bakılırsa bilim adamları arasında çok da popüler bir konu.

Sanat tarihine bir yolculuk yaparsak, sanatın çeşitli alanlarında insan bedeninin çizimi, anatomi bilgisi, gözlem ve insan vücudunun ayrıntılı incelenmesi sonucunda bazı ideal oranlara ulaşıldığını görüyoruz. Güzellik kavramını, ressamların yararlanmasını hedefleyerek, açıklamaya yardımcı olmak amacıyla ilk olarak “simetri”, “kanon” (kesit) ve “altın oran” gibi ölçüler kullanılmıştır. Ancak burada sorulması gereken soru şudur ki, “ideal güzellik denilen kavramın ölçüleri neye göre belirlenmiştir? Her şeyin başlangıcının “sayı” olduğunu ortaya atan ilk filozof Pisagor’dur (M.Ö. 580-M.Ö. 500). Pisagor’la birlikte kozmolojiyi, matematiği, doğa bilimlerini ve estetiği aynı şemsiye altında toplayan “estetik-matematik” bakış doğar: “Evrendeki her şey düzenli olduğu için vardır, düzenlidir; çünkü başlı başına varlığın ve güzelliğin en temel koşulu olan matematik yasalarının gerçekleşmesini ifade eder”. Doğru uyarlanmış bir şey, ortak kanı uyarınca, “güzel” olarak değerlendirilir. Pisagorcu sanatçılar kadın güzelliğini doğru oran ve simetri koşuluna dayandırmak amacıyla gözleri ve belli belirsiz tebessümle kıvrılan dudakların uçlarını eşit ve simetrik yontmuş, göğüsleri aynı büyüklükte göstermiş, saç örgülerini eşit dağıtmış, kollara ve bacaklara eşit doğruluğu vermiştir.  Antik Yunan sanatçılarının kadın bedeninde oran ve düzen arayışında, sadece güzellik ideallerini amaçladığını söylemek tartışmalıdır. Önceleri Paleolitik dönemin “ana tanrıça” kültü (tapınımı) izlerinin görüldüğü Yunan sanatında cinselliğin kullanımı, zamanla azımsanmayacak ölçüde değişime uğramıştır. Bu değişime aracı olan matematiksel kuramlarca bedenin yalnızca fiziksel görünüşü düzene sokulmamış, ahlaksal değerlerin gösterildiği bir sembole dönüştüğü de düşünülür.

Menu