Tag

ameliyatsız estetik - Estetik Cerrahi Uzmanı Doc. Dr. Serkan Yıldırım

Dolguyla Yüz Estetiği : 3 Boyutlu Yaklaşım

DOLGUYLA YÜZ ESTETİĞİ NDE YENİ YAKLAŞIM: 3 BOYUTLU ŞEKİLLENDİRME

Estetik Dolguyla 3 Boyutlu Yüz Estetiği 10 dk. da 10 yıl gençleşmek mümkün !

Son yıllarda estetik cerrahi uygulamalarında büyük ilerlemeler kaydediliyor. Özellikle ameliyatsız estetik uygulamalarına olan büyük rağbet bu alandaki gelişmelerinde önünü açıyor. Aslına bakarsanız kişilerin ameliyatsız estetiğe ilgi duyması rağbet etmesi çokda anlaşılabilir bir durum, çünkü anestezi almadan, kanama olmadan, bir iyileşme dönemi gerektermeyen uygulamaları tabiki hepimiz tercih ederiz. Bu alandaki en etkileyici ve tercih edilen uygulamalardan bir taneside tabiki yüz dolgusu ve dolgu estetiği uygulamalarıdır.

Yüz dolgusu yada dolgu estetiği nedir ? Nasıl uygulanır ?

Aslında pekçoğumuz artık bu konularda bilgi sahibiyiz ancak burada kısaca anlatmak gerekirse, vücuda uyumlu olan bir maddenin dokuya verilmesiyle, dokuya hacim kazandırılması, yeniden şekillendirilmesi ve kırışıklıkların ortadan kaldırılması işlemidir. Yüz dolgularını muayenehane koşullarında ve özel soğutucular yardımıyla hastanın neredeyse hiç ağrı hissetmemesini sağlayarak gerçekleştirebiliyoruz. İşlem çok ince ve özel uçlu kanüller yardımıyla uygun doku katmanına dolgunun verilmesiyle gerçekleştiriliyor. İşlemden sonra hafif bir kırmızılık ve şişlik olabiliyor ancak 2-3 saat içerisinde tamamen normale dönüyor hatta pekçok hastada herhangibir kırmızılık yada şişlik dahi oluşmuyor.

İşlem aslında bir yüz şekillendirme işlemi yani bir nevi yüz estetiği yapıyorsunuz ?

Bu nokta önemli bir zihniyet farklılığını yansıtmaktadır dolgu uygulamalarında. Pekçok hasta ve hekim tarafından dolgu uygulaması sadece bir bölgedeki kırışıklığın açılma işlemi olarak algılanmaktadır, durum böyle oluncada siz yüzün sadece bir bölümünü düzeltmiş olursunuz o kadar. Oysaki yüze bütüncül bir yaklaşım yüz estetiği uygulamalarında olduğu gibi buradaki temel prensip olmalıdır. Yani sadece burun kenarı kırışıklığını düzelttiğiniz bir hastada göz altı çukuru derinleşmişse, elmacık kemikleri ve orta yüz volümü azalmışsa, yanaklar çökmüşse istediğiniz gençleşmeyi malesef elde edemezsiniz. Dolayısıyla dolgu ile yüz gençleştirme isteyen bir kişide ben tüm yüzdeki volüm kaybını, bozulan oranları, sarkmaları değerlendiririm ve bunların düzeltilmesi için hastama bir plan hazırlarım.

Bu plan içerisinde kişisel taleplerde dikkate alınarak bazı eklemeler, yada çıkarımlar veya uygulanacak dolgu miktarlarında değişiklikler yapılabililir elbette. Örneğin bazı hastalar elmacık kemiğinin dolgun olmasından hoşlanırken, bir diğeri elmacık kemiğine yapılacak dolgunun sadece sarkan yüzü yukarı alacak miktarda ve doğal olmasını talep edebilir, dolayısıyla beklenti analizi en az mevcut problemlerin analizi kadar önemlidir.

Dolguyla yüz estetiği uygulamasında neler yapabiliyorsunuz ?

Bugün artık inanın dolgu ile neredeyse bir yüzde cerrahi olarak yapabileceğimiz çoğu şeyi yapmak mümkün. Düşünsenize bir hastanın burun şeklini, çene ucu görünümünü, elmacık kemiğinin dolgunluğunu, göz altı çukurları, yanak çöküntülerini, şakak çöküntülerini dolgu ile gidermek mümkün. Yani 10 dk. lık bir uygulama ile yüz hatlarını değiştirmek, yüzünüzdeki orantısızlıkları gidermek veya yaş ile ortaya çıkan hacim kayıpları, çukurlaşmalar, kırışıklıklar ve sarkmaları tamamen giderebiliyoruz. Örneğin profil görünümünden hoşlanmayan bir hastanın görünümünü burun dolgusu ve çene ucu dolgusu ile düzelttikten sonra fotoğrafını çekip kendisine gösterdiğinizde, hayretle ve büyük bir mutlulukla kliniğimizden ayrıldıklarına çokça şahit olmuşumdur.

Hastalar dolguyla yüz estetiği yaptırırken nelere dikkat etmeliler ?

Bu noktada 2 önemli şey var dikkat edilmesi gereken; bir tanesi tabiki doğru hekim seçimi. Burada dolgu uygulamasının sadece bir enjeksiyon olmadığını anlayabilirsek, hekim seçiminin niçin önemli olduğunuda kavrayabiliriz. Enjeksiyon bir teknisyenlik işidir oysaki burada bahsettiğimiz şey, “Yüz Estetiği” cerrahisi ile yapılabilecek şeylerin “Yüz Dolgusu” uygulamaları ile gerçekleştirilmesidir. Dolayısıyla bunu yapacak hekimin yüz anatomisini çok iyi bilmesi, yüzdeki estetik oranlara hakim olması gerekir. Sadece bunlar yetermi tabiki yetmez, bunların yanısıra hekimin estetik görüsü ve uygulama beceriside önem kazanır. Bu bakımdan “Dolguyla Yüz Estetiği”
uygulaması yapacak hekimlerin, yüz estetiği konusunda tecrübeli Estetik Plastik Cerrahi uzmanları olması gerektiğini düşünüyorum.

Diğer önemli nokta ise kullanılan dolgu malzemesinin kalitesi, gerek hastanın güvenliği gerekse dolgunun kalıcılığı açısından hastaların buna çok dikkat etmesi gerekiyor. İşlem öncesi mutlaka kullanılacak dolgu malzemesinin markası ve güvenilirliği ile ilgili bilgi talep edilmelidir. Hatta piyasada güvenilebilecek 3-4 dolgu malzemesi dışındaki dolguların
kullanımına onay vermemeleri gerekir.

Dolguyla yüz estetiği yaparken sıklıkla hangi bölgelere dolgu uyguluyorsunuz ?

Hastalarımız en sıklıkla yanak dolgusu, dudak dolgusu ve burun dolgusu için kliniğimize başvuruyorlar. Özellikle dolguyla burun estetiği sonuçlarından çok memnun kalıyorlar, hatta pekçoğuna bir iki dolgu uygulamasından sonra kalıcı bir şekilde burun estetiği yapıyoruz. Bunun dışında çene ucu dolgusu, elmacık dolgusu ve şakak dolgularınıda yoğun bir şekilde uyguluyoruz. Hastalarımızın bir kısmı 12-18 aylık aralıklarla dolguyla yüz estetiğine devam ederken bir kısmı yüz germe ve çene ucu estetiği ameliyatına karar veriyorlar. Yani aslında burada dolguyla yüz estetiği uygulamalarının, ameliyatlı ve kalıcı işlemler için bir aşama olarak kullanıldığını, hastayı bu işlemlere hazırladığınıda görüyoruz. Tabiki bu yüz güzelleştirme dolguları dışında, kliniğimizde burun kenarı, göz çevresi ve dudak çevresi kırışıklıklar içinde sıklıkla dolgu uygulamaları yapıyoruz.

Dolguyla Yüz Estetiği sonrası kişi kalıcı bir sonuç isterse ne yapıyorsunuz ?

Hastalarımızın yaklaşık %40 ı dolgu ile yüz şekillendirme sonrasında kalıcı sonuç talep ediyorlar. Burada hastanın ihtiyaçlarına göre farklı uygulamalar ve kombinasyonlar söz konusu, örneğin bir hastaya sadece kök hücreden zengin yağ enjeksiyonu yaparken, bir diğerine yüz germe, göz kapağı estetiği ve yağ enjeksiyonu kombinasyonu yapmanız gerekebiliyor. Burada bizim tespit ettiğimiz ihtiyaçlar ve hastanın beklentilerinin aynı
potada eritilmesi son derece önemli.

Dolguyla yüz estetiği uygulamalarının dezavantajları varmıdır ? varsa nelerdir ?

Tabiki her yöntem gibi dolguyla yüz estetiği uygulamalarınında dezavantajları var, bir kere en önemlisi sonucun geçici olması. Ancak düşündüğünüzde 10dk lık ameliyatsız, kanamasız bir uygulama size 12-18 aylık bir sonuç sağlıyorsa bu bence bir dezavantaj olmaktan çıkar. Diğer taraftan uygulamaya bağlı oluşabilecek bazı yan etkiler her tıbbi işlemde olduğu gibi buradada mevcuttur ancak bu yan etkilerin görülme olasılığı son derece düşüktür, neredeyse yok gibidir diyebiliriz.

Dolguyla birlikte kullandığınız ameliyatsız yöntemler varmıdır ?

Yüzün ihtiyacına ve beklentiye göre, yüz dolgusuyla birlikte Fraksiyonel lazer, Radyofrekans, PRP ve Mezoterapi, İple yüz askılama yöntemlerini kliniğimde sıkça kullanmaktayım. Dolgu ile yüzü şekillendirirken, bu yöntemler ile cilt elastikiyetini artırmak, kollajen sentezini artırmak
ve ince kırışıklıkları açmak elde edilen sonucun bir üst seviyeye taşınmasını sağlıyor. Dolayısıyla elimizdeki yöntemleri kombine ederek kullanmak çok daha iyi sonuçlar doğuruyor. Yani bir bakıma onarımı yapıp üzerine cila atıyoruz diyebiliriz :).

Ameliyatsız Yüz Estetiği


Ameliyatsız Yüz Estetiği – Yüz Gençleştirme

Günümüz insanının sosyal aktivitelerindeki artış ve uzayan insan ömrü, ilerleyen yaşlardaki yüz estetiği uygulamalarına ola ilgiyide artırmıştır. artık bir lüks olmaktan çıkmış olan daha çok sosyal yaşantının bir gereği olarak kabul edilen estetik ameliyatlar, her zaman bireyler tarafından kabul görmeyebilir. Burada bazen ameliyatın yarattığı radikal değişim, bazen operasyon sonrası toparlanma süreci, bazende operasyon riskleri kişileri estetik ameliyatlardan uzaklaştırıp, küçük ama etkili dokunuşlar olarak nitelendirdiğimiz ameliyatsız estetik yöntemlerine kanalize etmektedir. Biz estetik cerrahların bu noktada başvurabileceği pekçok alternatif yöntem mevcuttur. Bir cerrah olmanın getirdiği avantajları kullanarak bu küçük ama çok etkili müdahaleler ile adeta harikalar yaratabiliriz.
Bu yöntemler tek başına kullanılabileceği gibi çoğu zaman birikte kulllanılmaları ile çok daha etkili sonuçlar sağlanmaktadır. burada kişinin beklentisinin belirlenip, ihtiyaçlarına göre uygun olan protokolün belirlenmesinde kişisel tecrübelerim ve sanatsal bakış açısıönem kazanır. Ameliyatsız estetik uygulamalarının ofis ortamında, 5-10 dk içerisinde gerçekleştirilmesi, herhangibir ağrı, sızıya sebep olması ve işlem sonrasında kişilerin normal hayatlarına devam etmesi bu yöntemleri cazip kılar. Bu yöntemler içerisinde en etkin olanları aşağıda inceleyebiliriz.

Botoks enjeksiyonu

Yüz estetiğinde Botoks enjeksiyonu bugün için artık neredeyse tıpta aspirin benzeri bir kullanım alanına sahiptir. Özellikle estetik cerrahideki geniş ve etkin kullanım alanı ürünün popülarite kazanmasındaki en önemli unsurlardan birisidir.
Botoks uygulama bölgesindeki kasları 4-6 aylık sürelerde bloke ederek etkisini gösterir.Uygulama sonrasında 3. günde etki başlar ve 1 haftada maksimum sonuç gözlenir. Aktif
mimik kırışıklıklarını gidermede son derece güvenli bir preparat olan botoks enjeksiyonları ile 1-2 dk lık bir uygulama sonrası göz çevresi, alın, kaş arası, dudak üstü kırışıklıklardan kurtulursunuz.
Doç.Dr. Serkan Yıldırım tarafından yapılan botoks uygulamasında kişisel deneyim ve tecrübeye dayanarak, doğal görünümünüzü bozmadan sizi daha genç ve canlı gösterecek dozlar, klasik noktalardan farklı noktalara enjekte edilmektedir. Yani aslında botoks enjeksiyonunda Dr. Yıldırımʼın kendi yaklaşımı sayesinde çok daha doğal gençleşmeler sağlanmaktadır. Bunun yanısıra ileri botoks uygulamaları ile, kaş kaldırma, boyun bantları tedavisi, ağız köşesinin yükseltilmesi yine hastalarımıza sıklıkla uygulanan işlemler arasında yer alır. Diğer taraftan botoks enjeksiyonu ile önemli sağlık sorunu olan migren tedavisinde ve aşırı koltuk altı terlemesinin önlenmesinde kliniğimizde çok yüksek oranda hasta memnuniyeti sağlanmaktadır.

Dolgu enjeksiyonu

Ameliyatsız yüz estetiği yöntemlerinin vazgeçilmezlerinden bir diğeri dolgu enjeksiyonlarıdır. Botoks enjeksiyonları ile giderilen mimik kırışıklıklarının bulunduğu alanlarda kalıcı çizgilenmeler göze çarpar. Yada yüzün farklı bölgelerinin birleşim yerlerinde yaş ve mimiklere bağlı olarak derin kıvrımlar meydana gelir.Göz çevresi kırışıklıklar yada burun yanak bileşimi kıvrımı buna örnektir. Dolgu maddelerini bu alanlara enjekte ederek bu kıvrımların derinliğinin hafifletilmesi yada çizgilerin ortadan kaldırılması mümkündür.
Vücudumuzda yaygın olarak bulunan bir protein olan Hyaluronik Asitten üretilmiş bu dolgu maddelerinin neredeyse hiçbir alerjik reaksiyonları bulunmaz. Hazırlanış şekli ve molekülün kalınlığına göre 6 ay ile 18 ay arası kalıcılığı olan dolguların uygulaması ofis şartlarında, yaklaşık 10dk. da gerçekleştirilir. İşlem sonrası normal yaşantınıza devam edersiniz. Burada özellikle kaş arası ve göz çevresi uygulamalarında botoks ile dolgu enjeksiyonlarının birlikte kullanılmasının çok daha etkin sonuçlar sağladığını hatırlatmak gerekir.
Dolgu enjeksiyonları ile kırışıklık gidermenin yanısıra yüzün anatomik bölgelerine hacim kazandırmak, dolgunlaştırmak mümkündür. Bu kapsamda dolgu enjeksiyonları ile dudak büyütme, elmacık kemiği büyütme, yanak dolgunlaştırma uygulamaları başarılı bir şekilde kliniğimizde gerçekleştirilmektedir. İleri bir teknik beceri gerektiren göz altı çukurların tedavisinde Doç.Dr. Serkan Yıldırım tarafından dolgu uygulamaları ile son derece başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Fraksiyonel lazer (Er-Yag Lazer) ile yüz estetiği

Ameliyatsız yüz estetiği uygulamaları içerisinde fraksiyonel lazer tedavileri önemli bir yere sahiptir. Fraksiyonel Er-Yag lazer uygulaması ile yüzünüzdeki kırışıklıkların giderilmesi, deri altı kollajen doku sentezini uyarılması sonucu deri ve deri altı dokuda sıklaşma ve cildin parlak-canlı bir görünüme kavuşması sağlanmış olur. Yüz bölgesindeki hafif güneş lekelerinin silinmesi ve gözeneklerin sıklaşmasıda yine bu yöntemin önemli avantajları arasındadır.

Fraksiyonel lazer uygulamaları sayesinde işlem sonrasında iyileşme süresi 3-4 gün gibi kısa sürelere çekilmiştir. Uygulama derinliğine bağlı olarak 12-24 saat süren bir kızarıklık, ardından gelen hafif bir pullanma ve 3-5 gün arasında cildin yenilenmesi tamamlanmış olacaktır. Fraksiyonel lazer uygulamaları, klasik yüz gençleştirme lazer uygulamalarına oranla son derece güvenli ve konforlu uygulamalardır.Tüm yüz-boyun gençleştirme işlemlerinin yanısıra, sadece dudak veya göz kenarı(kaz ayakları) çizgileri, göz altı morlukların giderilmeside bu tedaviyle mümkündür. Lazerle yüz gençleştirme de kullanılan diğer yöntemlerle herhangibir olumsuz etkileşime sahip değildir ve birlikte kullanılabilirler. Kullanılan farklı parametreler sayesinde hiç soyulma dönemi olmadan sadece derin dokunun sıklaştırılması ve bu şekilde özellikle alt yüz ve boyun sarkmalarının giderilmeside bu yöntemle mümkün olmaktadır.

Venüs Freeze (darbeli manyetik akım ve multipolar radyofrekans)

Yaşlanmayla birlikte yüzümüzde meydana gelen değişimlerin çok büyük kısmını elastikiyetini kaybetmiş olan deri ve deri altı dokunun yerçekimine karşı direncini kaybetmesi ve yüz dokularının aşağıya doğru sarkması oluşturur. Bunun yanısıra derinin ıyağ dokusunun incelmesi, derinin nem kaybı ve kırışıklıkların derinleşmeside diğer faktörlerdir.
Radyofrekans ve magnetik akımı birlikte kullanan Venüs Freeze teknolojisi sayesinde kollajen sentezi artar, bunun yanında deri elastikiyeti ve kanlanmasınında artırıldığıgösterilmiştir. Artmış kan akımı ve damarlanma sayesinde büyüme faktörlerinin sentezi yoğunlaşır böylelikle bir yeniden onarım ve yapılanma sürecide başlatılmış olur.
Dolayısıyla ameliyatsız bir yöntemle deri elastikiyetinde artış, kırışıklıklarda azalma, yüz ovalitesinin yeniden kazanılması ve yüz derisinin daha nemli ve canlı gözükmesi sağlanmış olur. Tüm bu kazanımlar için haftada iki seanstan toplamda 4 haftalık bir uygulama yeterli olmaktadır. Venüs Freeze uygulamasının bu kazanımları yüz-boyun ve dekolte bölgesinde kusursuz bir anti-aging sonucu sağlamaktadır.
Yüz estetiği amaçlı Venüs Freeze uygulaması mezolifting, prp, botox, dolgu yöntemleri ile kombine edilebilir ve böylelikle neredeyse yüz germe operasyonuna yakın sonuçlar elde eidilir. Elde edilen sonuçların son derece doğal olması, uzun kalıcılık süresi ve işlem sırasında yada sonrasında hastaya hiçbir sıkıntı yaratmaması yöntemin en büyük avantajıdır.

PRP (platelet rich plasma – trombositten zengin plazma)

Vücudumuz aslında hiç durmadan çalışan bir fabrika gibidir. Bu fabrikada yıpranan ve hasar gören dokuların tamiratı ve onarımı için devamlı çalışan hücreler bulunur. Büyüme faktörleri bu onarım ve bakım işlevinin en önemli parçalarıdır. Adeta gençlik aşısı olarak nitelendirebileceğimiz bu özel proteinler tıbbın diğer alanlarında iyileşmeyen yaraların kapanması, eklem içi kıkırdak harabiyetinin onarılması gibi pekçok hastalığın tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır.
Estetik alanında bu büyüme faktörlerinin kullanılması ise son yıllarda gündeme gelmiştir.Kendi kanınızdaki yenilenme gücü olarak adlandırabileceğimiz bu uygulama için 8-10ml lik kan tüplerine kişinin kanı alınır ve santrifüj edilir. Santrifüj sonrası büyüme faktörlerinden son derece zengin bir plazma sıvısı elde edilir. Bu sıvını mezoterapi tekniğinde olduğu gibi çok ince iğneler ile yüz derisi altına enjekte edilmesiyle yüz derisinde bir yeniden onarım ve yapılanma süreci başlatılmış olur. Anti-aging amaçlı PRP uygulamalarında 15 günlük aralıklarla yapılacak toplam 3 seanslık bir kür uygulaması yeterli olmaktadır. Böyle bir uygulamanın genelikle 2 yıllık aralıklarla tekrarlanması tavsiye edilmektedir. 3 seanslık bir kürden yaklaşık 6-8 hafta sonra sonuç görülmeye başlanır. Yüz derisinde elastikiyet artışı, derinin daha canlı ve nemli durması, leke problemlerinin hafiflemesi, kırışıklıkların azalmasıyöntemin sağladığı kazanımlardır.
PRP uygulamasında dışarıdan farkedilen değişikliklerin çok daha ötesinde bir onarım süreci yaşanmaktadır. Yaşlılık ve çevresel faktörlere bağlı olarak hasar gören yüz-boyun derisindeki tüm olumsuzlukların giderildiği bu süreçte aslında uzun vadeli kazanımlar söz konusudur.PRP uygulamalarında elde edilecek başarı için kullanılacak kitin kalitesi son derece önem taşımaktadır, zira elde edilen büyüme faktörü oranı direkt olarak kullanılan kitle alakalıdır.Kliniğimizde PRP nin mucidi Regenlab firmasına ait kitler kullanılmaktadır. PRP uygulaması botox, dolgumezolifting gibi diğer ameliyatsız estetik uygulamaları ile birlikte kullanıldığında elde edilecek sonuçlar çok daha etkili ve kalıcı olmaktadır.Kliniğimizde ıuyguladığımız özel protokoller ile mezolifting ve Venüs Freeze uygulamaları ile kombine edilen PRP tedavilerinin sonuçları oldukça etkileyicidir.

Mezolifting

Fransız ekolünün tıp dünyasına tanıtmış olduğu mezoterapi-mezolifting uygulamaları artık günümüzde ameliyatsız estetik yöntemlerinin vazgeçilmez unsurlarından birisi haline gelmiştir. Yoğun bir bakım süreci olarak adlandırabileceğimiz mezolifting uygulamalarında, deri ve deri altı dokunun ihtiyacı olan pekçok protein, aminoasit, mineral, vitamin ve büyüme faktörü çok noktadan direkt olarak deri altına verilir. Özellikle kısa sürede sonuç almak isteyen bireyler için daha ideal olan yöntemde 1-2 haftalık aralıklarla 4 seanslık bir kür uygulaması ve ardından 3 ay süreyle ayda bir uygulama yapılması yeterli olmaktadır.Genellikle bu tedavi protokolünün 18 ayda bir tekrarlanması önerilir.
Mezolifting uygulaması sonrasında yüz ve boyundaki sarkmaların hafiflediği, derinin sıklaştığı, kırışıklık ve çizgilerin azaldığı yada kaybolduğu gözlenir. Ayrıca kullanılanürünlerin nem artırıcı özelliği nedeniyle daha parlak ve canlı bir cilt görünümü sağlanmış olur.
Mezolifting yöntemi diğer ameliyatsız yüz estetiği uygulamaları ile birlikte uygulandığında daha etkili ve kalıcı sonuçlar elde edilmektedir. Kliniğimizde tüm dünyada bilinen Inno – Tds markalı anti aging ve sıklaştırma etkili mezolifting uygulamaları yanında, kullanılmaya başlandığı günden bu yana büyük sükse yaratan Fransız Jalupro mezolifting ürünleri tercih edilmektedir.

Kimyasal peeling

Kimyasal peeling yüz derisinin üst katmanlarının birtakım solüsyonlar aracılığıyla kontrollü olarak hasarlanması ve alttan yeni doku ve hücre sentezinin başlatılması işlemidir.
Kullanılan peeling materyaline ve konsantrasyonuna göre kimyasal peelingler hafif, orta ve derin olarak sınıflandırılır. Kliniğimizde orta ve derin peeling uygulamaları Doç.Dr Serkan Yıldırım tarafından son derece güvenli ve etkin bir biçimde kullanılır. Peeling uygulamaları ile cildinizin canlanıp parladığını, ince kırışıklıkların hafiflediğini ve azaldığını göreceksiniz.
5-10 dk lık bir ofis uygulaması olan kimyasal peeling sonrası dikkat edilmesi gereken önemli iki nokta cildin yoğun bir şekilde nemlendirilmesi ve güneş ışınlarından çok iyi bir korunma sağlanmasıdır. Anti aging amaçlı olarak uygulanan meyve asidi türevlerinden oluşan hafif peelinglerde 4-6 seanslık uygulamalar yeterli olur iken, TCA gibi dahe derin peeling uygulamalarında ise 1-2 seanslık kürler yeterli olmaktadır. Burada hangi tür peeling uygulaması yapılacağına karar verilirken, kişinin cilt tipi, uygulamanın yapılacağı mevsim ve uygulamadan beklentiler çok iyi değerlendirilmelidir.
Derin peeling sonrası yaklaşık 1 hafta süreyle deride ciddi bir kabuklanma ve soyulma olurken, yüzeyel peelingde bu soyulma çok göze batmayacak yoğunlukta olmaktadır.Tabiki bu dezavantaja oranla derin peeling sonrası görülen değişim çok daha etkileyici olur. Anti aging amaçlı peeling uygulamaları sonrası deride artan kollajen sentezi ve yeni hücre oluşumu nedeniyle daha canlı ve sıklaşmış bir yüz-boyun derisi elde edilir. Bunun yanısıra yüzdeki lekelerin giderilmesi, gözeneklerin sıklaşması, akne izlerinin hafiflemesi ve derinin yağ dengesinin sağlanması peeling sonrası elde edilen öenmli kazanımlardır.Yüz gençleştirme amacıyla yapılan kimyasal peeling işlemleri dolgu, botoks, prp gibi diğer anti aging işlemleri ile birlikte kullanıldığında çok daha etkin sonuçlar elde edilmektedir.Kişinin ihtiyaçlarına göre uygun olan protokollerin belirlenmesi ve hangi kombinasyonların kullanılacağına karar verilmesi önemlidir.

DermaRoller tedavisi

Dönen bir aparatın ucuna yerleştirilmiş çok ince kılcal iğnelerin, aparatın deride farklı yönlerde gezdirilmesi ile gözle görülemeyen kanallar açması ve ardından bu kanallar aracılığıyla deriye uygulanan özel serumların hızla ve etkin bir biçimde deri altına geçerek etki göstermesi şeklinde özetlenebilecek bir uygulamadır.
Son yıllarda ameliyatsız yüz estetiğinde popülarite kazanan DermaRoller tedavisinde iki temel amaç gözlenmektedir.Bu amaçlardan birinci ve asıl olanı açılan mikro kanallar nedeniyle deri ve deri altı dokuda yeniden bir iyileşme süreci, hücre ve doku sentezinin başlatılmasıdır. İkinici amaç ise deri yüzeyinden uygulanan ve normalde etkisi sınırlı olan büyüme faktörlü özel serumların bu kanallar aracılığıyla derialtına yoğun bir biçimde nüfuz etmesi ve çok daha yüksek bir etki sağlanmasıdır.
DermaRoller tedavisinde kullanılan aparatların iğne boyları 0,5 ile 2,5mm arasında değişmektedir. Kılcal iğnelerin uzunluğu arttıkça uygulama sırasında ağrı oluşma ihtimali artarken, elde edilen sonuç daha etkili ve dramatik olmaktadır. Bu durumlarda ağrı kesici krem ve buz uygulamaları ile hasta konforu en üst düzeyde tutulur. Yapılan bilimselçalışmalar ile, Roller tedavisi sonrasında kollajen sentezinin arttığı, deri elastikiyetinin iyileştiği, derinin sıklaştığı, dermis kalınlığının arttığı, kan akımı ve yeni damarlanmanın arttığı, dokuda bulunan büyüme faktörlerinin çoğaldığı gösterilmiştir.Tüm bunların sonucunda uygulama sonrasında daha sıkı, canlı ve parlak bir cilt görünümü sağlanırken, lekelerin azaldığı, kırışıklıkların giderildiği, göz altı morlukların hafiflediği yada kaybolduğu gözlenmektedir.
Roller tedavisinde bir kür 1-2 hafta aralıklarla uygulanan 6-8 seanstan oluşmaktadır. Uygulama süresi 20 ile 30dk arasında değişmektedir. İşlem sonrası yüzde hafif bir kızarıklık ve ödem olabilir ancak 1-2 saat içerisinde bu kızarıklık ve ödem tamamen düzelir. Roller tedavisi sonrası kişinin normal hayatını kısıtlayıcı herhangibir durum oluşmaz.

Menu

Şimdi Arayın