Dikiş izi kalacakmı ?
Yapılan her cerrahi müdahaleden sonra mutlaka dikiş izi kalacağı bilinmelidir. Estetik cerrahlar olarak bizlerin yaptığı ise, dokuya saygılı davranarak, dokuya uyumlu dikiş materyalleri tercih ederek ve kendi yaptığımız kesileri vücut konturları ve hatları içine saklayarak izlerin mümkün olan en az şekilde fark edilmelerini sağlamaktır. Hatta bu dikiş izlerinin fark edilmesinin neredeyse imkansız denecek kadar zordur. Bu konuda hemen her zaman başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Sonuç olarak, iz kalmaması diye bir durum şu anki bilimsel ve teknolojik ortamda mümkün değildir, ancak estetik-plastik cerrahlar bu izleri gizleyebilir ve/veya fark edilirliğini an aza indirecek şekilde çalışırlar.
Dikiş izi kalması nasıl en aza indirgenir ?
Bir estetik cerrahi uzmanının yaptığı herhangibir estetik operasyonda, kalan izin en az farkedilecek şekilde olması gerekir, dikiş izi kalacakmı sorusuna verilecek cevap olabilecek enaz ve belirsiz iz kalacak şeklinde olabilir. Bu noktada hastaya ait faktörler, çevresel faktörler olduğu gibi bize yani plastik cerrahlara ait faktörlerde mevcuttur. Aşırı iz kalmaya yatkın bir cilt tipinde eğer cerrahınız iz konusunda gereken özeni göstermez ise sizi rahatsız edecek bir sonuç ortaya çıkar.
Dikiş izi konusunda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir ?
Bir estetik cerrahi uzmanı mutlaka dokuya saygılı teknik kullanmalı, dokuya enaz reaksiyon verecek dikiş materyallerini tercih etmeli, mutlaka iç dikişler kullanmalı, dikiş hatları mutlaka özel bantlarla desteklenmeli, izler vücut kıvrımlarına uygun ve gizlenebilir olarak planlanmalı ve zamanı geldiğinde özel silikonlu iz kremleri kullanılmasını sağlamalıdır.
Dikiş izi konusunda çevresel faktörler nelerdir ?
Güneş ışınları dikiş ve yara izleri üzerinde olumsuz etkiye sahiptir, mutlaka izlerin koruyucu kremler ve kıyafetler ile güneşten korunması gerekir. Bunun yanında cildin ve yaranın kuru kalması iz konusunda olumsuz ortam oluşturur.
İz kalması konusunda kişiye ait faktörler nelerdir ?
Özellikle koyu renkli ten yapısına sahip kimselerde açık tenlilere oranla daha belirgin izler olabileceği söylenebilir. Bunun yanısıra iz kabarması dediğimiz hipertrofik skar ve keloid oluşumuna yatkın bireylerin iz konusunda şanssız olduklarını söyleyebiliriz.