All Posts By

drserkan

Dudağa Yağ Enjeksiyonu

By | Genel | Soru Sorulmamış

Dolgun Dudak Hayal Değil!

Canlı, dolgun ve çekici dudaklara sahip olmak düşündüğünüz kadar zor değil. Bunu gerçekleştirmenize yardımcı olabilecek geçici dudak dolgusu, dudak silikonu, dudağa dermofat greft yerleştirilmesi vb gibi pek çok estetik cerrahi yöntem mevcut. Bu yöntemler arasında en çok tercih edilenlerden bir tanesi ise; dudağa yağ enjeksiyonu yada lipofilling.

Dudağa yağ enjeksiyonu için kullanılan doku kendi bedeninizden alınmaktadır ve herhangi bir biçimde hava ile temas etmeden direk uygulama bölgesine aktarıldığından, ilgili alanda canlılığını korumasına ve doğal görünümü sağlamaya devam etmesine yardımcı olmaktadır. Yöntem diğer yöntemlere nazaran hem daha kolay hem de kalıcı olması, ayrıca enfeksiyon riskini de en aza indirgemiş olması sebebiyle uzun süreli dolgun dudak elde etmek isteyenlerin daha sık başvurduğu yöntemlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. 

Dudağa yağ enjeksiyonu yardımı ile dudakların dolgunlaştırılmasının yanı sıra, dudak çevresi kırışıklıklarından kurtulmada da başvurulabilecek yöntemler arasında bulunuyor. Yapay olmaması, sürekli yenilenme gerekliliği taşımaması ve vücudunuzla uyumlu bir doku olması gibi sebeplerden ötürü daha avantajlı bulunuyor. Dudak bölgesinin hareketliliği sebebiyle çok düşük bir miktarda olsa erime gerçekleşme riski var fakat kliniğimizde kullandığımız özel teknik sayesinde yağ dokusunu zenginleştirerek bu riski neredeyse 0 noktasına taşıyoruz.

Yaşımız Yüzümüzden Okunuyor Ama Çözümü Var…Yüz Gençleştirme

By | Genel | Soru Sorulmamış

Evet, maalesef yaşlılık emarelerinin vücudumuzda en çok okunabildiği yerlerden biri olan bölge yüzümüz.  İlerleyen yıllar sonucunda en çok da otuz yaş ve üzeri kişilerde dudak ve göz çevresinde artan kırışıklıklar ve cildin gevşemesi, parlaklığını yitirmesi gibi problemler baş gösteriyor. Ayrıca sanılmasın ki bu problemler yalnızca kadınlara ait. Aynı sorunlar, erkekler için de geçerli. Günümüzde pek çok erkek, kırışıklık ve yüz gençleştirme tedavisi için estetik çözümlerden faydalanabiliyor.

Elbette, yaşlara göre sorunun kaynağı ve dolayısıyla yüz gençleştirme tedavi biçimleri de değişim gösteriyor. 30 yaş üzeri taleplerin en yoğun olduğu bölge az evvel de bahsettiğimiz gibi; göz ve dudak çevresi kırışıklıkları. 40 yaş üzerinde; bu problemlerin yanı sıra kaşlarda meydana gelen düşme, yüz volümü değişimi gibi problemler de listeye eklenebiliyor. 50’lili yaşlardan sonra ise; temel olarak boyun ve yüz sarkmaları şeklinde yaşlanma belirtileri öne çıkıyor. Tabii bunun yanı sıra estetik çözümler, her yaştan ortaya çıkmış olan problemlerin çözümünde de yer alıyor. Örneğin; leke tedavisi bunların başında yerini almaktadır.

Peki, Neler Yapılabilir?

Örneğin; yüzde meydana gelmiş olan doku boşluğunun doldurulması ve kırışıklık tedavisi için dolgu ile yüz estetiği işleminden faydalanılabilir. Kısaca dolgu ile yüz estetiğinden bahsetmemiz gerekirse; vücuda uyumlu olan bir maddenin dokuya verilmesi yoluyla dokunun hacimli hale getirilmesi ve kırışıklıkların ortadan kaldırılması işlemi olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca elmacık kemikleri ve yanak çukurlarının daha dolgun hâle getirilmesi için de elmacık dolgusu, yanak dolgusu, dudak dolgusu işlemlerinden yararlanılabilir. Hatta gerekli durumlarda dolgu ve leke tedavileri de aynı anda uygulanabilir.

Yüz kırışıklıkları için başvurabileceğiniz bir diğer uygulama ise; botoks. Kaz ayaklarından kurtulmak isteyen, kaş ve göz çevresindeki kırışıklıkların azaltılmasına ihtiyaç duyan herkesin faydalanabileceği bir yöntem botoks. Hatta botox, migren konusunda bile hastalara çözüm sağlayabiliyor. Düşünsenize; botoks ile migren tedavisi sayesinde hem gençleşiyorsunuz hem de migren ağrılarınızdan kurtuluyorsunuz…

İple yüz germe sayesinde ise; yüz bölgesinde meydana gelmiş olan hafif sarkmaların tedavisi gerçekleştirilebiliyor.

İlerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan sıkıntılardan biri de cilt renginin değişmesi ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi parlaklığın azalması, bu durumun çözümü için de yüz mezoterapisinden faydalanabilirsiniz. Yüz mezoterapisi, cildinizin ihtiyaç duyduğu takviyelerin gereken bölgeye doğrudan ve istenilen derinlikte uygulanması yolu ile gerçekleştirilir ve ciltte yenilenme etkisi yaratır.

Tüm bu yöntemlerin yanı sıra; sitemizi inceleyebilir yüz gençleştirme için daha detaylı açıklamalar ve çözüm önerileri bulabilirsiniz.

Yüzünüzden yaşınız değil, tebessümünüz okunsun(=

Estetik Operasyonlar ve Zamanlama

By | Genel | Soru Sorulmamış

Estetik Operasyonlar  ve Zamanlama

Estetik operasyonlar hangi zamanlarda neye göre rağbet görüyor ya da hangi uygulamayı ne zaman yaptırtmak daha makul olacaktır gibi sorulara bu yazımızda göz atacağız. Örneğin yaz mevsimini kusursuz bir güzellikle karşılamak isteyenler, genellikle bahar aylarında estetik operasyonlardan faydalanmayı istemektedir ve bu işlemlerin arasında en sık başvurulan konu vücut şekillendirmedir. Liposakşın; meme küçültme, meme büyütme ameliyati, meme dikleştirme operasyonları, karın germe gibi estetik operasyonlar yaz gelirken en çok başvurulan estetik ameliyatlar olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca hatırlatmakta fayda var ki bu tip operasyonların sonuçlarından yaz aylarında faydalanmak istiyorsanız, sağlıklı bir iyileşme süreci geçirmeniz açısından operasyonlar için bahar aylarını tercih etmeniz en doğrusu olacaktır. Çünkü bu tip ameliyatlarda iyileşme dönemi uygulama yapılmış olan bölgelerin güneşten korunmasını gerektirmektedir.

Durumunuza uygun bir program geliştirebilmeniz adına çeşitli estetik ameliyatlar ve süreçleri hakkında bilgi edinebilmeniz amaciyla bu süreçleri kisaca inceleyelim

 Liposakşın

Liposakşın işlemlerinde morluk ve şişlikler son derece nadir olur ancak olursa 2-3 hafta içerisinde yok olabilmektedir fakat istenilen incelmenin gerçekleşmesi bu incelikten faydalanmak istediğiniz zaman diliminin 2-3 ay öncesinde ameliyatınızı yaptırmış olmanız daha sağlıklı sonuçlar almanıza yardımcı olacaktır.

Karın Germe

Karın germe operasyonunun sonuçlarından faydalanabilmek içinse; 2 ay gibi bir süreniz olacaktır. Ameliyat izlerinin kaybolması, karın dokusunda yumuşama gerçekleşmesi, istenilen şeklin vücuda adapte olabilmesi gibi faktörler açısından en az 2-3 aylık bir süreyi gözden çıkartmanız gerekmektedir ve ayrıca unutmamanız gerekir ki karın germe operasyonu diğer estetik uygulamalara nazaran daha uzun bir iyileşme süreci gerektirebilmektedir.

Meme Büyütme

Meme büyütme operasyonları oldukça küçük kesilerle yapılır ve dolayısıyla operasyondan sonra iyileşme ve toparlanma süreci de daha hızlı gerçekleşir. Güneşlenmeyi düşünmüyorsanız yada kesi hattini gunesten koruyarak meme büyütme operasyonundan 3 hafta sonra denize girebilir, yazın tadını çıkartabilirsiniz.

Burun Estetik Ameliyati

Burun estetigi sonrasinda morluk olusmasi son derece nadir gorulur. 1 hafta sonrasinda calismaya baslayabilirsiniz, 3 hafta sonrasinda ise denize girmek guneslenmek dahil her turlu yaz aktivitesini sorunsuz gerceklertirebilirsiniz.

Estetik Dolgu

Estetik dolgu uygulamalarinda toparlanma suresine ihtiyac duyulmaz dolayisiyla islemden 1 gun sonra guneslenebilir, denize girebilir ve islemin yapildigi gun calismaya ve sosyal yasama devam edebilirsiniz.

 

Liposakşın ve Yağ Enjeksiyonu

By | Genel | Soru Sorulmamış

Fazla yağlarınızın canınızı sıktığını ve onlardan kurtulmak istediğinizi biliyoruz. Liposakşın yöntemiyle hem yağlarınızdan kurtulabilir hem de vücudunuzun şekillendirilmesine yardımcı olabilirsiniz. Liposakşın, en çok da karin, bacak, popo ve kalça bölgesindeki rahatsızlıklarınıza çözüm oluyor. Gobek bolgesi sekil bozukluları, düşük popo görüntüsü, bacak içi görüntü problemleri gibi durumlarda liposakşın yöntemiyle vücudunuzdan alınmış olan yağlar yuz genclestirme ve vucut şekillendirmede kolaylıkla ve gönül rahatlığı ile kullanılabiliyor.

Yağ Enjeksiyonu Nasıl mı Yapilir ?

Örneğin; daha dolgun ve kalkık bir popo görüntüsüne sahip olmak istiyorsunuz diyelim, bu durumda poponuzun alt bölgesinde ve karin bolgesinde bulunan yağlar alınarak üst ve orta bölgesinde bulunan kas arasına yağ enjeksiyonu yapılarak şekil açısından isteğinize uygun bir popoya sahip olmanız sağlanıyor. Üstelik, popo ve kalça kenarınızda bulunan fazlalıklar alındığında bacak boyunuz da daha uzun görünüyor. Bir taşla çok kuş(=

Basık bir popodan hoşlanmıyorsanız kullanabileceğiniz en makul yöntem yağ enjeksiyonu yada  olacaktır. Hem vücudunuz dışarıdan bir madde girmemiş olacak hem fazlalıklarınızdan arınmış olacaksınız. Bu tip durumlarda elbette silikondan da yardım alınabilir fakat popo bölgesi, oturma ve hareket gibi detaylar açısından silikon kullanımına elverişli olamayabiliyor. Ayrıca yağ enjeksiyonu sadece popo açısından değil vücudun pek çok bölgesi açısından kullanıma elverişli bir yöntemdir. Liposakşın yöntemi ile aldığımız bu yağları göğüs büyütme, kontur düzensizliklerini giderme, yüz bölgesi problemleri, göz altı çukurunu doldurma, elmacık kemiklerini belirginleştirme ya da dudak büyütme, leke tedavisi gibi pek çok konuda etkili bir biçimde yağ enjeksiyonu olarak kullanabilmekteyiz.

Yağ enjeksiyonu genellikle tek seferli uygulamalarda yeterli sonucu sağlamaktadır. Elbette uygulama sonrasında %30 oranında bir erime ortaya çıkabilmektedir fakat elde edilen sonucu büyük bir oranda kalıcı düşünmek gerekmektedir. Ayrıca kliniğimizde bu oranı daha da düşük bir seviyeye çekmeye yardımcı olacak yağ zenginleştirici içeriklerden de faydalanmaktayız. Fakat bazı durumlarda seans tekrarı gerekebilmektedir, bu da uygulanan yağ miktarı ve kişinin vücut biçimi vs. gibi daha hastaya özgü faktörler doğrultusunda gelişim gösteren bir durumdur.

Tüm bu sıralamış olduğumuz sebepler neticesinde; genellikle liposakşın ve yağ enjeksiyonu uygulamaları birlikte tercih edilmektedir.

Başınızın Belası Cilt Lekeleri !

By | Genel | Soru Sorulmamış

Cildinizi Nasıl Alırdınız?

Yaz geldi, mutluyuz ama yanıyoruz. Güneş mutlu ediyor ama bir taraftan ozon tabakasında açtığımız ve gittikçe büyüyen delik sebebiyle zarar vermeyi de ihmal etmiyor.  Ultraviyole ışınlarının üzerimizde yarattığı en önemli zararlardan biri ise cilt lekeleri ve leke tedavisinin en üst basamağında ise güneş ışınlarından etkin bir biçimde korunabilmek yatıyor.

Güneş Işınlarından Etkin Bir Biçimde Korunmak Mümkün mü?

Güneş ışınlarından etkin bir şekilde korunmak istiyorsak, özellikle de bu mevsimlerde 11.00 – 16.00 saatleri arasında mümkün olduğunda güneş ışığına maruz kalmamamız gerekiyor. Fakat her zaman bunu uygulamamız mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda şapka kullanmayı kesinlikle ihmal etmemelisiniz ve en az üç saatlik aralıklarla 50 faktörlü bir güneş koruyucu krem kullanmalısınız.

Cilt Lekeleri için Hangi Yöntem Tercih Edilmelidir?

Leke tedavisinde çözüme doğru ilerlerken verim alınabilmesi açısından atılması gereken en önemli adım, lekenin türünü doğru bir biçimde belirlemek olacaktır. Lekenin türü belirlendikten sonra kimyasal peeling uygulamaları, lazer tedavileri, PRP tedavisi, leke mezoterapisi gibi tedavi çeşitlerinden hangisinin uygulanacağına sağlıklı bir biçimde karar verilmesi gerekmektedir.

Leke Tedavisi için Uygulanan Yöntemler

Kimyasal peeling, pigment üreten hücrelerin pigment sentezinin baskılanması, kollajen sentezinin arttırılması gibi usullerle hücrenin yenilenmesi sağlanarak leke tedavisinin gerçekleştirilmesi durumudur. Tedavi esnasında kullanılan ürüne ve tedavi ile cildin yapısına göre seans sayısı değişim göstermekle birlikte genellikle 2-6 seans arasında değişim göstermektedir. Ayrıca işlemden sonra günlük hayatınıza kolaylıkla devam edebilirsiniz.

Leke tedavisi için kliniğimizde uygulanan yöntemlerden bir tanesi de lazer tedavisidir. Ugyun hastaların güneş lekesi tedavilerinde Er YAG lazer tedavisi kullanmaktayız.

PRP tedavisi ise; hastanın kendi kanından 1 tüp içerisine 8-10ml alınarak santrifüj yapılması yoluyla oldukça özel proteinler olarak adlandırılan büyüme faktörlerinin ayrıştırılması ve bu büyüme faktörlerinin leke problemi yaşanan bölgeye verilmesi ile onarım gerçekleştirmeye başlamaları şeklinde gerçekleşmektedir. Tedavi günlük yaşamınızı etkilememekle birlikte, 1-3 seanslık uygulamalar genelde yeterli olmaktadır. Bazı durumlarda ise yöntemin kimyasal peeling ile birlikte kullanılması daha başarılı sonuçlar alınmasına yardımcı olabilmektedir.

Cilt lekeleri için kullanmayı tercih ettiğimiz bir diğer yöntem ise; dermaroller – dermapen yöntemi olup; bu yöntem, ciltte gözle görülemeyecek mikro kanallar açılması ve özel leke tedavi edici serumların cilde sürülerek oldukça hızlı bir biçimde deri ile derinin altına işlemesinin sağlanması prosedürü ile gerçekleştirilmektedir. Bu yöntem, ince kırışıklıkların giderilmesi ve cildin olduğundan daha gergin, canlı ve sağlıklı bir hale getirilmesin konusunda da oldukça başarılı bir etki göstermektedir. Dermaroller yöntemi, genellikle 7-10 günlük aralıklarla gerçekleştirilen 6-8 seanslık bir uygulamadır.

Bahsetmiş olduğumuz tüm bu tedavi yöntemleri arasından hangi cilt lekesi türünde hangi tedavi yönteminin uygulanacağına ise; kliniğimizde Doç. Dr. Serkan Yıldırım karar verilmekte olup;  uygulama yine doktorumuz tarafından gerçekleştirilmektedir.

Selülit Savaşını Kazanıyoruz !

By | Genel | Soru Sorulmamış

Selülitlerden Kurtulmanın Şimdi Tam Sırası!

Her yaz aynı işkence değil mi? Hoşumuza gitmese de kış mevsimlerinde kıyafetlerle bir nebze kapatabildiğimiz bölgesel yağ fazlalıkları ve selülitlerimizden kabul edelim ki yaz aylarında kaçış yok! Güneşin, tatilde denizin tadını çıkartabilmek varken bu problemle baş etmek zorunda kalanlarımız sürekli çözüm aramak zorunda kalırken bir yandan da keyfi kaçıyor. Peki, bu sorunun çözümü yok mu? Var aslında. Sorunun çözümünün başında açıkçası bu tip problemler yaşıyorsak öncelikli olarak yaşam tarzımızda birtakım sağlıklı değişimler yaratmak geliyor; çünkü selülit ve bölgesel yağlanmanın başyardımcıları yanlış beslenme biçimi, az sebze meyve tüketimi, un; tuz ve şekerin sık kullanımı ve spor ve egzersize gereken önemin verilmemesi gibi başlıklarla karşımıza çıkıyor. Oysa yaşam biçiminde bu tip bir değişim gerçekleştirilmediği takdirde herhangi bir uygulama ile selülit ve bölgesel yağlanmaya çözüm aransa bile çoğu zaman sonuç hayal kırıklığı ile sonuçlanan bir zaman-para israfına dönüşecektir.

Bu konuda anlaştıysak gelelim kliniğimizde bölgesel incelme ve selülit probleminizden sizi nasıl kurtarabileceğimiz konusuna… Biz Dr. aesthetic ekibi olarak bu soruna yaklaşım için başarılı sonuçlar veren iki temel yöntem kullanmaktayız; Mezoterapi ve Venüs Freeze (darbeli magnetik akım ve multipolar radyofrekans)

Venüs Freeze Uygulaması Nasıl Gerçekleşir?

Günümüzde bölgesel incelme ve selülit tedavisinde pek çok cihaz kullanılmaktadır fakat Venüs Freeze, multipolar radyofrekanks ve darbeli magnetik akım uygulamasında varılmış olan son noktadır ve tüm Avrupa ülkelerinde en sık tercih edilen cihazlardan biridir. Venüs Freeze’nin çalışma prensibi, yağ dokusunun eritilmesi ve bu esnada da derinin sıklaştırılması esasına dayanmaktadır. Cihaz, selülit tedavisi; bel, karın, basen bölgesinde ortaya çıkan yağlanmanın eritilmesi; bacak ve kol inceltme; liposakşın sonrasında kontur düzeltilmesi ve deri sıkılaştırılması gibi pek çok durumun tedavisinde başarı ile uygulanabilmektedir.  Selülit tedavisi, genel olarak haftada iki seans olmak üzere toplam 8-10 seanslık uygulamalar şeklinde gerçekleştirilmektedir ve ilgili bölgeye göre değişim göstermekle birlikte seans süresi 30 – 45 dakikalık zaman dilimlerine sahiptir. Temel olarak bir el aparatının sorunlu bölgede gezdirilmesi yoluyla gerçekleşmektedir ve uygulama esnasında hasta,  ısı artışı dışında hiçbir ağrı ya da acı hissetmemektedir. Venüs Freeze’nin en mükemmel özelliğinin ise ortaya çıkan sonucun uzun süreli kalıcı nitelik taşıması olduğunu belirtmeden geçmemekte fayda var.

Mezoterapi – Lipoliz Uygulaması Nedir?

Mezoterapi – Lipoliz uygulaması, ilgili bölgedeki yağların eritilmesi maksadına uygun olarak ve çok ince iğne uçları yardımı ile yağ kırma ve deri sıklaştırma özelliği taşıyan moleküllerin pek çok noktadan deri altına verilmesi yolu ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle 6-8 seanslık uygulamalar ile ve bu ilgili moleküllerin etkisine dayanarak sonuca başarı ile ulaşılmaktadır. Yöntem oldukça güvenli olmakla birlikte kliniğimizde de tüm dünya tarafından kabul görmüş ve sıklıkla tercih edilen markalı preparatların kullanımına önem verilmektedir.

Ayrıca her biri tek başına başarılı sonuçlar elde etmede uygun olmakla birlikte Venüs Freeze ve mezoterapinin gerekli görülen durumlarda kliniğimizde Doç. Dr. Serkan Yıldırım tarafından geliştirilmiş protokoller ile bir arada kullanımı da sağlanabilmektedir.  Bu sayede, “Hoşçakalın selülitler, yaşasın bölgesel incelme!” diyerek yazın, güneşin, hatta tüm günlerin tadını gönül rahatlığı ile çıkartabilirsiniz.

Estetik Dudak Dolgusu

By | Genel | Soru Sorulmamış

Hacimli dudaklar herkesin hakkı !

Hangimiz daha çekici görünmeyi istemeyiz ki? Kabul edelim, çekici bir yüzden bahsederken hacimli, parlak ve estetik dolgun dudakları çekicilik unsurları arasına katmamak olmaz. Üstelik güzel dudaklara sahip olmak için ille de ameliyat olmanız gerekmiyor. 10 dakikada, acı bile çekmeden, hemen gündelik yaşamınıza dönebileceğiniz şekilde yani estetik dudak dolgusu mucizesi ile istediğiniz gibi dudaklara sahip olmanız oldukça mümkün.

Estetik dudak dolgusu ile dudak asimetrisinin giderilmesinden, alt ve üst dudak arasında altın oran sağlanabilmesine, daha hacimli dudaklar ortaya çıkartılmasına, dudak şeklinin değiştirilebilmesine ya da dudak konturu estetiğiyle belirginleştirilmesine kadar pek çok konuda başarılı sonuçlar elde etmek mümkün.

Dudak dolgusu uygulaması esnasında yukarıda da belirttiğimiz gibi herhangi bir acı ya da ağrı duymazsınız. Eğer ağrı eşiğiniz düşükse uygulama öncesinde sinir uyuşturması yapılarak yine hiç ağrı duymamanız sağlanacaktır. Ayrıca kliniğimizde kullanmayı tercih ettiğimiz Teosyal ve Juvederm marka dolgu ürünleri içeriğinde anestezik madde bulundurmaktadır ve bu madde sayesinde de dudak dolgusu uygulaması esnasında ağrı ya da acı hissetme ihtimaliniz daha da düşük bir seviyeye çekilmektedir.

Dudak dolgusunun kalıcılık süresinde bahsedecek olursak;  kliniğimizde kullanmayı tercih ettiğimiz Juvederm  ve  Teosyal marka dolgular yaklaşık 12-18 aya kadar kalıcılık gösterebilmektedir. Elbette kalıcılık yalnızca kullanılan dolgu ürününün markası ile değil, bir yandan da uygulama gerçekleştirilen kişin metabolizmasına fakat en önemlisi estetik dudak dolgusu uygulamasını gerçekleştiren estetik cerrahın tecrübesi, uzmanlığı ve tekniğine göre de değişim gösterebilmektedir.

Dolgunun kalıcı olmaması bir dezavantaj gibi gözükse de aslında çoğu zaman bu işlem 10 dakikada ve ağrısız bir biçimde gerçekleşip uzun süreli kullanım sağladığından bir avantaj olarak değerlendirilebilmelidir. Ayrıca dolgu maddesi olarak kalıcı dolgu tercih edilmesi hiçbir durumda sağlıklı bulduğumuz bir seçenek değil, böyle bir kullanımda ilgili dolgular herhangi bir problem oluşturursa temizlenmeleri son derece zor olmaktadır. Bu sebeple dolgu için eriyen madde kullanımını her zaman bir avantaj olarak görmek çok daha sağlıklı olacaktır. Bu noktada kalıcı dudak estetiği için; permalip dudak silikonu, dudağa yağ enjeksiyonu, dudağa doku kokteyli gibi seçeneklere yönelme şansınız da olacaktır.

Estetik dudak dolgusu uygulamalarında ve hatta tüm estetik dolgu uygulamalarında uygulamayı kime yaptıracağınıza karar vermeden önce ise;  deneyimli bir estetik plastik cerrahi uzmanının sanatsal görüşü, anatomi bilgisi ve estetik dudak formu değerlendirmesi gibi unsurların uygulama sonucunun başarısında son derece önemli olduğunu da unutmamanızı öneriyoruz.

Dolguyla Yüz Estetiği : 10 dk. da 10 yıl gençleşme

By | Genel | Soru Sorulmamış

Yalnızca 10 Dakikada 10 Yıl Gençleşmek İstemez miydiniz?

Artık hepimizin de bildiği üzere son yıllarda estetik cerrahi uygulamalarında büyük ilerlemeler kaydediliyor. Bu yüzden ameliyatsız estetiğe duyulan ilgi gün geçtikçe artıyor. Anestezi derdi olmadan, kanama olmadan, iyileşme dönemi gerektirmeyen uygulamaları kim tercih etmez ki? İşte bu alandaki en etkileyici ve en tercih edilen uygulamalardan biri de yüz dokusu uygulamaları…

Peki, nedir dolgu uygulaması? Vücuda uyumlu olan bir maddenin dokuya verilmesiyle, dokuya hacim kazandırılması ve kırışıklıkların ortadan kaldırılması işlemi diyebiliriz kısaca. Dolguyla yüz estetiği muayenehane koşullarında ve özel soğutucular yardımıyla hastanın neredeyse hiç ağrı hissetmemesini sağlayarak gerçekleştirilir. Bu işlem çok ince ve özel uçlu kanüller yardımıyla uygun doku katmanına dolgunun verilmesiyle gerçekleştiriliyor. İşlemin ardından hafif bir kırmızılık ve şişlik olabiliyor ancak 2-3 saat içerisinde tamamen normale dönüyor.

Bu uygulama nasıl olmalıdır? Yüze bütüncül bir yaklaşım ana prensip olmalıdır. Yani sadece bölgesel bir kırışıklığı olan bir hastanın sadece o bölgesine müdahale edilirse diğer çökük olan kısımlar estetik açıdan hoş durmayabilir. İşte biz de bu duruma bütünsel yaklaşıyoruz ve hastalarımızla birebir etkileşim halinde olarak durumu değerlendiriyoruz. Tavsiyelerde bulunurken, aynı zamanda hastalarımızın isteklerini de asla göz ardı etmiyoruz.

Dolguyla yüz şekillendirme konusunda oldukça çeşitli uygulamalar bulunmakta. Örnek vermek gerekirse; 10 dakikalık bir uygulama ile yüzdeki orantısızlıkları gidermek veya yaştan dolayı ortaya çıkan hacim kayıpları, çukurlaşmalar, kırışıklıklar ve sarkmalar tamamen giderilme şansına sahip. Şu an hastalar tarafından en sıklıkta talep edilen ise gözaltı ve burun dolgusu uygulamaları. Elbette bu uygulamaların olabilecek en mükemmel şekilde sonuçlanması ise, bu uygulamaları yapacak hekimlerin yüz estetiği konusunda tecrübeli Estetik Plastik Cerrahi uzmanlar olması gerekiyor.

Dolguyla yüz şekillendirme sonrası, hastalar daha kalıcı ve çarpıcı sonuçlar isterlerse hastanın ihtiyaçlarına göre farklı uygulamalar ve kombinasyonlar söz konusu olabilir. Örneğin bir hastaya sadece kök hücreden zengin yağ enjeksiyonu yaparken, bir diğerine yüz germe, göz kapağı estetiği ve yağ enjeksiyonu kombinasyonu yapılması gerekebilir.

Her yöntem gibi dolguyla yüz estetiği uygulamalarının da dezavantajları var. Bunun en önemlisi sonucun geçici olması. Ancak düşünüldüğünde 10 dakikalık ve ameliyatsız, kanamasız bir uygulama sizlere 12-18 aylık bir sonuç sağlıyorsa bu bir dezavantaj olmaktan çıkabilir. Diğer taraftan uygulamaya bağlı oluşabilecek bazı yan etkiler her tıbbi işlemde olduğu gibi bu uygulamada da mevcuttur; ancak bu yan etkilerin görülme olasılığı son derece düşüktür.

Dolguyla yüz estetiği ile birlikte kullanılan ameliyatsız yöntemler de mevcuttur. Fraksiyonel lazer, Radyofrekans, PRP ve Mezoterapi, İple askılama yöntemleri sıklıkla kullanılır. Bu yöntemler ile cilt elastikiyetini artırmak, kollajen sentezini artırmak ve ince kırışıklıkları açmak elde edilen sonucun bir üst seviyeye taşınmasını sağlamaktadır.

Yüzünüze bir iyilik yapıp aynaya her baktığınızda kendinizle gurur duymak ister miydiniz? Peki, sevdiklerinize daha güzel görünüp etrafınıza büyüleyici bir hava katmak?

Cevabınız kocaman bir “Evet” ise bizimle iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Yüz Estetiği Orantılı Güzellik İster !

By | Genel | Soru Sorulmamış

Altın Oran mı ?

Estetik deyince insanların aklına çoğu zaman ünlü ya da tanıdıkları birinin burnu, dudakları, yanaklarına sahip olabilecekleri düşüncesi geliyor; fakat estetik mükemmellik bu değildir. Gerçekte mükemmellik ya da güzellik kavramı kendi içerisindeki uyumdan geçer, çoğu zaman bir başkasının mükemmel burnunun aynısına sahip olsanızda bu durum 0 kişi kadar güzel görünmenize yetmez, hatta bazen daha çirkin görünmenize bile sebep olabilir. Örneğin; önünüze pek çok güzel diye nitelendirilmiş insan fotoğrafı koysanız ve bu fotoğraflardan en güzel dudak, en güzel göz, en güzel kaş vs. gibi tüm parçaları seçip çıkartarak bir araya getirseniz ortaya güzel değil, eciş bücüş bir şey çıkacağını da kendiniz evde uğraşarak deneyimleyebilirsiniz. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, tüm bunlar oranın mükemmelliği ile birbirine bağlı ufak fakat akıl almaz değişimler meydana getiren önemli detayların bir sonucudur.

İşte Karşınızda Orantılı ve Size Ait Güzellik

Altın oran, evrende bulunan bütün nesnelerin, varlıkların parçaları arasındaki uyum anlamına gelir ve temsil ettiği şey, estetik açıdan mükemmelliktir. Sanat, matematik, aslında aklınıza gelebilecek doğal ya da yapay mükemmellik arz eden her şey alt yapısında altın oran ile birlikte çalışır. Daha basit bir biçimde açıklamaya çalışacak olursak; altın oran büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilebilir fakat bu kadar basit bir işleyişe de sahip değildir.

Yüz estetiğinde mükemmelliği ise; gözler, burun, alın, kaş, dudak ve yanakların birbiri ile mesafesinin yarattığı uyum ve oran ortaya çıkartmaktadır.

Yüz Estetiğinde Orantılı Uyumu Yakalamak

Orantılı uyum estetik cerrahinin de kesinlikle önemsemesi gereken konulardan biridir. Yüzde bulunan tek bir bölgenin düzeltilmesi yerine bu bölgenin diğer kısımlarla olan orantısı da dikkate alınmalı ve ortaya çıkartılan uyum sayesinde estetik güzelliğe ulaşılmalıdır. Daha doğrusu mükemmelliğe ulaşmanın yolu buradan geçmektedir. Profil estetiği, yüzde bulunan tüm bölgelerin birbiri ile uyumlu hâle getirilmesini amaçlamaktadır. Örneğin; yüzümüzde bulunan alın, burun ve çene üçgeninin dengesinin yaklaşık 1/3 oranı ile kurulmasına önem verilmesi gerekmektedir.

Yüzdeki estetik oran algısını en çok etkileyen organlardan biri de burun olarak karşımıza çıkmaktadır ve bir burun estetiğinde ideal, burnun kendi başına estetik oranının yanı sıra burun ve yüz arasında yakalanan oran açısından da mükemmelin yakalanması ile ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; kulaklar ve burun aynı paralel doğrultuda yer almalı ve uzunlukları yaklaşık olarak birbirine yakın ölçüde olmalıdır ya da burnun en ölçüsü burnun iki kanadı arasındaki mesafeden yüksek olmamalı, burnun sırtı ile kaşın sahip olduğu kavis uyumluluk göstermelidir.

Yağ enjeksiyonları, kaş asma teknikleri, burun ucu kaldırma, yüz asma, rinoplasti, dudak dolgusundan tutun da kulak estetiği, yüz germe, çene ucu estetiği, elmacık estetiğine kadar aklınıza gelebilecek her konu yüz estetiğinde orantılı uyumu sağlamayı hedefler. Tüm bunlar gerçekleştirilirken yüzün tamamının estetik açıdan değerlendirilmesi ile hangi işlemlere gerek görüldüğüne uzman bir plastik cerrah tarafından karar verilmeli ve uygulama yine deneyimli bir estetik cerrah tarafından yapılmalıdır.

Sonuç olarak, altın oran yaklaşımı ile ortaya konan tüm estetik cerrahi uygulamalarında sağlanan sonuç çok doğal ve size özel bir güzelliği yakalamanızı sağlıyor.

Estetik Cerrahi ve Bütüncül Yaklaşım

By | Genel | Soru Sorulmamış

Bütüncül Estetik Yaklaşımı

Estetiğe bütüncül yaklaşım, estetik operasyonda cerrahi işlemin yanı sıra, operasyon öncesi ve sonrasında hastanın psikolojisi ve süreç boyunca uygulanan diyet gibi konuları da kapsayan bir yaklaşımdır. Meme dikleştirme ameliyatından, karın germe estetiğine, burun estetiği operasyonundan kimyasal peeling uygulamasına kadar pek çok konuda bu yaklaşımdan yararlanılabilir.

Her iyi plastik cerrah, hastasını operasyon öncesinde süreçle ilgili bilgilendirir ve motivasyonundan beslenmesine kadar ona yardımcı olabilecek konularda gerekli yardımı ve bilgiyi almasını sağlar, fakat bütüncül yaklaşımda tüm bunlar bir adım ileri götürülür. Hastanın operasyondan en iyi sonucu alabilmesi ve fiziksel, psikolojik, zihinsel anlamda sağlıklı ve iyi hissetmesine yardımcı olan tamamlayıcı tedavi süreçleri uygulanır.

Bütüncül yaklaşımda cerrahi işlem sırasında uygulanan yöntemlerde, kullanılan teknolojide ve ürünlerde bir değişiklik yoktur. Buna karşın, daha geleneksel tedavi yöntemlerine de başvurulabilir. Bunlardan biri olan mezoterapi, özellikle Fransa’da çok yaygın ve popüler olan ve cerrahi olmayan bir tedavi şeklidir. Mezoterapi; vitaminlerin, minerallerin, aminoasitlerin, enzimlerin, homeopatik ilaçların, karışımlar halinde, mikroenjeksiyon tekniği ile cildin orta tabakasına enjekte edilmesi yöntemidir.

Estetiğe bütüncül yaklaşımı savunan cerrahlar, estetik operasyonun yalnızca bir cerrahi müdahaleden ibaret olmadığını ve sonuçta hastanın memnuniyetini etkileyecek faktörlerin yalnızca ameliyat olmadığını savunurlar. Bütüncül yaklaşımda cerrah, hastanın sağlığı ve memnuniyetinin pek çok farklı değişkene bağlı olduğunun bilincindedir ve bu memnuniyetin hastanın psikolojisinden uyguladığı diyete kadar değişen bir sürecin ürünü olduğunu bilerek buna göre gayret sarf eder.

Uygulama bedenin yalnızca bir parçasına yapılsa da bedenin bir bütün olduğunun ve vücudun diğer kısımlarının uygulanan operasyondan etkileneceğinin bilincindedirler. Bütüncül yaklaşımda, adından da anlaşılabileceği üzere, beden bir bütün olarak ele alınır.

Elbette tüm hastaların bütüncül yaklaşımın sunduğu yardıma ihtiyacı olmayabilir ya da tercih etmeyebilirler. Bazı hastalar operasyondan hemen sonra günlük hayatlarına devam edebilirler fakat diğerleri için bu tür operasyonların etkileri, örneğin psikolojik olarak, çok daha güçlü ve önemli olabilir. Böyle durumlarda bu hastaların cerrahi operasyondan en tatmin edici sonucu alabilmeleri için daha kapsamlı ve geniş bir tedavi süreci uygulanması gerekir.

Tüm bunların sonunda, bütüncül yaklaşım kullanılan tedavi süreci ertesinde hastanın uzun dönemde özgüveninin sağlanması ve güzellik anlayışıyla daha bilinçli bir bağ kurarak beden memnuniyetinin sağlıklı ve kalıcı olması hedeflenir.

Menu